14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/66 Karar No: 2010/1039 Karar Tarihi: 04.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/66 Esas 2010/1039 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/66 E. , 2010/1039 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.07.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı 2220 parsel sayılı taşınmazda boş fabrika binası bulunduğunu, davalının hiçbir hukuki ilişkiye dayanmadan fabrika binasına hurda demir aksamları ile benzeri malzemeler bırakmak yoluyla taşınmaza elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve tahliyesi ile 2.886 TL haksız işgal tazminatı ve 447,90 TL tespit dosyası giderlerinin davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, taşınmaza makineleri dava dışı ... Ltd. Şti. yetkilisi olarak koyduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, husumet yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir. Elatmanın önlenmesi, tescil ve tapu kayıt iptali gibi taşınmazın aynına taalluk eden davalarda taşınmazın değeri dikkate alınır. Bu istemler yanında ecrimisil, tazminat gibi taleplerde bulunulduğunda, müddeabih bu istemlerin toplamıdır. Mamalek hukukundan doğan davalarda, davanın açıldığı tarihteki dava değeri ile görevli mahkeme belirlenir. Somut olayda, elatılan 2220 parsel sayılı taşınmazın 8.520 m² yüzölçümünde olduğu ve arsa niteliği ile tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 2220 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istemlerinde bulunmuştur. Davanın açıldığı 23.07.2008 tarihi itibariyle elatılan taşınmazın değerinin sulh hukuk mahkemesinin görev alanı içinde kaldığının kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 04.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.