11. Hukuk Dairesi 2014/14742 E. , 2015/1224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/04/2014 tarih ve 2013/264-2014/71 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 02.04.2002 tarihinde imzalanan Acentelik Sözleşmesi’nin davalı tarafın 06.09.2010 tarihli haksız feshi ile sona erdiğini, davalı şirketin müvekkili acentenin oluşturmuş olduğu müşteri çevresinden herhangi bir karşılık ödemeden yararlanmış olması nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin feshinden sonra müvekkilince davalı şirkete bu yönde yapılan sözlü talebin davalı tarafça kabul edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK"nın 122/4. maddesi hükmüne göre dava konusu tazminatın sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde talep edilmesinin gerektiği, ancak sözleşmesinin 06.09.2010 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen davanın 08.10.2013 tarihinde açılmış olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafça denkleştirme tazminatına yönelik sözlü talepte bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK"nın 122/4. maddesi hükmüne göre, davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği 06.09.2010 tarihinden sonra davacı tarafça bir yıllık süresi içinde somut davanın açılmadığı, davalı tarafça da yasal süresinde zamanaşımı itirazının ileri sürülmdüğü gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy tazminatı istemine ilişkin olup, davalı vekilinin süresinde zaman aşımı definde bulunması nedeniyle mahkemece 6102 sayılı TTK"nın 122/4 maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, 6102 sayılı TTK"nın 122. maddesinde yer alan portföy tazminatı 6762 sayılı TTK"da karşılığı bulunmayan yeni bir madde olarak yer almıştır. Bu nedenle, somut olayda, uygulanması gereken 6762 sayılı Yasa"da özel bir zaman aşımı düzenlemesi bulunmamaktadır. 818 sayılı BK"nın 126/4 maddesi gereğince acentelik mukavelelerinden doğacak tüm davalar 5 yıllık zaman aşımına tabi olup, sözleşmenin feshi tarihi itibariyle de 818 sayılı BK ve 6762 sayılı TTK hükümleri yürürlükte bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece 6103 sayılı TTK"nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 6. maddesi ve 6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"un 5. maddesi gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerektiği gibi, davacının portföy tazminatı dışındaki gelir kaybı ve komisyon alacağı hakkında da 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.