11. Hukuk Dairesi 2014/10872 E. , 2015/1213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/02/2014 tarih ve 2012/222-2014/69 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 02/05/2012 tarihli 2011 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek; davalı şirketin 02/05/2012 tarihli olağan genel kurulda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulda alınan kararların yasalara, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; genel kurulda alınan kararlardan 1 ve 2 nolu kararlara itiraz olmadığı, 3 nolu maddede okunduğu bildirilen yönetim kurulu faaliyet raporunun usulüne uygun olduğu, 4. maddede denetim kurulu faaliyet raporunun genel kurula okunduğu, denetçi raporunda sadece şirketin ticari defterlerine ilişkin açıklama yapıldığı, ayrıntılı ve açık bir rapor sunulmadığı, bu sebeple genel kurulda bilanço hakkında karar verilemeyeceği, denetim raporunun dava konusu genel kurulun yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nın 354. maddesinde belirtilen içeriğe sahip olmadığı, 5. maddede 2011 yılı bilanço ve gelir gider tablosunun yönetim kurulu başkanı tarafından genel kurulun bilgisine sunularak kabul edildiği, yönetim kurulu üyelerinin bu oylamada pay sahibi sıfatıyla sahip oldukları paylara ilişkin oy haklarını kullanmalarının hukuka aykırı olmadığı, şirket muavin defterinde kayıtlı bulunan genel yönetim gideri toplamı 101.337,48 TL iken yönetim kurulu faaliyet raporunda belirtilen genel yönetim gideri toplamının 90.142,48 TL olduğu, şirket denetçisi tarafından bu farklılığın tespit edilip giderilmesi gerekirken bu durumun ihmal edildiği, 6 nolu kararda yönetim ve denetim kurullarının ayrı ayrı ibrasının gündeme alındığı, oyçokluğu ile ibra edildikleri, 6762 sayılı TTK"nın 374/2.maddesine göre denetçiler haricinde şirket işlerinin görülmesine herhangi bir şekilde katılmış olanlar yönetim kurulunun ibrasına dair kararlarda oy kullanamayacaklarından ibranın yönetim kurulu üyelerinin sahip oldukları oylar dışında kalan oylar esas alınarak gerçekleşmesinin gerektiği, ibra yönünde kullanılmaması gereken oyların karara etkili olduğu, alınan 7 nolu kararda kötü niyet bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin dava konusu 02/05/2012 tarihli genel kurulunda alınan gündemin 4, 5 ve 6 nolu maddelerine ilişkin kararların iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava konusu genel kurul tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlüke bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 381. maddesi uyarınca, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan umumi heyet kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabileceği düzenlenmiştir. Davalı şirketin dava konusu 02/05/2012 tarihli 2011 yılına ait olağan genel kurulunda alınan gündemin 4. maddesindeki kararın iptaline karar verilmişse de adı geçen maddede; denetim kurulu raporunun denetçi tarafından okunduğu, davacı vekili ..."ın 3. maddedeki beyanlarına ilaveten denetçinin yapmış olduğu incelemenin yasaya aykırı olduğunu, yetkisiz yönetim kurulunun denetlenmesinin yasaya aykırı yapıldığını, vasi ..."nun Av. ...ın ifadelerini kabul ederek denetim kurulu raporunu kabul etmediklerini beyan ettikleri, yönetim kurulu başkanı ..."nun söz alarak yapılan bütün işlemlerin yasaya ve kanunlara uygun olarak yapıldığını ifade ettiği anlaşılmaktadır. Yani, iptaline karar verilen genel kurul gündeminin 4. maddesinde yapılmış bir oylama, alınmış bir karar bulunmamakla ortada iptali gereken bir husus olmadığından, bu maddeye ilişkin genel kurul kararın iptaline karar verilmesi doğru olmamaıştır.
3- Ayrıca, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 374/2. madde hükmü karşısında, yönetim kurulu üyeleri kendilerinin ve birbirlerinin ibralarına ilişkin kararlarda oy hakkını haiz değillerdir. Denetim kurulu üyeleri ise, sadece kendi ibralarına ilişkin kararlarda oy hakkını haiz değildirler. Somut olayda, yönetim kurulu üyeleri, birbirlerinin ibra oylamasına katılmışlar ve olumlu oy kullanmışlardır. Böylece, yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibralarında oy kullanamayacak olmalarına ve yönetim kurulu üyelerinin oyları çıkarıldığında yeterli nisabın sağlanamaması nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin ibralarının iptal edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, dava konusu davalı şirketin genel kurulunda alınan 6. maddenin yönetim kurulunun ibrasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, mahkemece, denetçinin ibrasının da gerekli nisabın sağlanmaması nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Yönetim kurulu üyeleri birbirlerinin ibralarında oy kullanamaz iseler de, yönetim kurulu üyelerinin ibralarında denetçiler ve denetçilerin ibralarında da yönetim kurulu üyeleri ibra için oy kullanabilirler. (Gönen Eriş-Açıklamalı-İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu, 3. Baskı, sayfa: 2138; Paroy-Tekinalp-Çamoğlu Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, 11. Baskı, sayfa: 587-589) Böylece, somut olayda, denetçinin ibrası yönünden yeterli nisap sağlanmıştır. Bu durumda mahkemece iptaline karar verilen 6. maddenin denetçinin ibrası yönünden, iptal talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, 6. maddenin tamamının iptali doğru olmamış, hükmün bu bakımdan bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.