11. Hukuk Dairesi 2014/2711 E. , 2015/1201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.11.2013 tarih ve 2012/324-2013/236 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03.02.2015 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. .... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin babası ..."nun 1974 yılında kurduğu davalı şirketin 08.03.2011 tarihine kadar ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, toplantılardan ve mali durumdan bilgi verilmediği için görevinden istifa ettiğini, çoğunluk pay sahibi ... ailesinin şirketi kötü yönettiklerini ve genel kurul kararlarını uygulamamaya başladıklarını, müvekkilinin istifasından önceki döneme ilişkin huzur hakkı alacağının 32.500 TL olduğunu, ihtara rağmen davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine icra takibi ile 2011 yılı Ocak, Şubat, Mart ayları için 7.500 TL ve 9.822,70 TL cari hesap alacağının talep edildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, takip dışı huzur alacaklarının ödenmişse miktarının şirket kayıtları ile sabit olduğunu ileri sürerek, asıl davada 10.000 TL"nin tahsilini, birleşen davada da davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiş, daha sonra eksik harcını yatırarak, alacak davasındaki talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı şirketteki hissesini 08/03/2011 tarihinde devrettiği ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı, davacının yönetim kurulu üyeliği görevi için Ocak 2010-Mart 2011 döneminde toplam 37.500 TL. hakkı huzur ücreti alacağının tahakkuk ettirildiği ve kasa hesabından ödeme şeklinde kayıt düşülerek cari hesabındaki alacağın kapatıldığı, cari hesaptaki bu ödemelerin banka dekontlarına göre davacının şahsına ait kredi kartı, okul ve kira harcamaları için yapıldığı, davalı şirket tarafından bu şekilde davacının huzur hakkı alacağına karşılık toplam 77.626 TL ödemede bulunulduğu, buna göre davacının davalı şirketten huzur hakkı alacağının kalmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, anonim şirket yönetim kurulu üyesinin huzur hakkı alacağından kaynaklanmakta olup, mahkemece davacının 37.500 TL huzur hakkı alacağının tahakkuk ettiği, şirket kayıtlarına kasa hesabından ödeme şeklinde kayıt düşüldüğü, davacının kira, okul, kredi kartı harcamalarının huzur hakkı alacağına mahsuben ödendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı taraf bilirkişi raporuna karşı beyanında dekontlarda şirket adına ödeme yapıldığının belli olmadığını, ödemeleri yapan ..."ya elden para vererek kira, okul ve kredi kartı ödemelerini yaptırdığını, ödemelerin hesap hareketleri incelenerek gerçekten şirket tarafından yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği hususunda itirazlarda bulunduğu halde, mahkemece davacının ek rapor alınmasına ilişkin talebi reddedilerek ve ciddi itirazları üzerinde durulmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece bilirkişi heyetinden ek rapor veya yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, şirket kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak, davacının kira, okul ve kredi kartı harcamalarının şirket tarafından ödenip ödenmediği belirlenerek, dosyada davacının huzur hakkı talep ettiği tarihten önceye ait kira, okul ve kredi kartı harcamalarına ilişkin benzer dekontlar bulunduğundan, davacının şirketten olan huzur hakkı alacaklarını davalının savunduğu gibi tahsil edip etmediği konusunda teamül oluşup oluşmadığı tespit edilerek, HMK"nun 31. maddesinin hakime uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflardan açıklama isteme, soru sorma, delil gösterilmesini isteme yetkisi vermesi karşısında, gerektiğinde dekontlarda ismi geçen ... dinlenip, kira, okul ve kredi kartı harcamalarına ilişkin olarak paraları davacıdan mı, yoksa davalı şirketten mi aldığı hususu açıklığa kavuşturularak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.