12. Ceza Dairesi 2015/9088 E. , 2016/5832 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 1.443,67 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacı vekilinin 02.10.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin, 2006/58 Esas - 2008/8 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) irtikap suçundan tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu onanmak suretiyle 21.02.2013 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 02.10.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davacı tarafından yatırılan nakti kefalet (güvence) bedelinin yatırıldığı tarih ile iade edilmesi gereken tarih arasındaki sürede işleyecek yasal faizi sonucu elde edilecek miktarın da maddi zarar kapsamında olduğu değerlendirilmeden, bilirkişi tarafından belirlenen, davacının tahliye olduğu esnada yatırdığı 5.000 TL nakti kefalet ücretine 31.03.2006 – 21.02.2013 tarihleri arasında işleyecek yasal faiz sonucu elde edilecek 3.105,62 TL’nin maddi tazminata ilave edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve her ne kadar haksız gözaltı ve tutuklama işleminden doğan maddi ve manevi zararın giderilmesi talebini içeren dava dilekçesinde davacı lehine faiz talebinde bulunulmamış ise de, sonradan "ıslah" suretiyle bu hususta sözlü veya yazılı talepte bulunulması mümkün bulunduğundan ve davacı vekili tarafından 16.06.2014 tarihli dilekçede yasal faizin tarih belirtilmeksizin talep edilmesi karşısında kabul edilen tazminat miktarlarına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi yerine talepten fazla olacak şekilde tutuklama tarihlerinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1. fıkrasının içeriğinin bütünüyle hükümden çıkartılarak yerine, 1. fıkra olarak; “Davanın kısmen kabulü ile, davacının tutuklulukta kaldığı süre içerisinde uğradığı maddi kaybı olarak, ödenmeyen döner sermaye geliri 1.443,67 TL ile kefalet ücreti olarak ödenen miktara 31.03.2006-21.02.2013 tarihleri arasında işlemiş olan 3.105,62 TL’nin maddi, tutuklu kaldığı süre içerisinde duyduğu üzüntüye karşılık 2.000 TL’nin manevi olmak üzere toplam 6.549,29 TL tazminatın dava tarihi olan 02.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.