11. Hukuk Dairesi 2014/3035 E. , 2015/1200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/12/2013 tarih ve 2013/346-2013/497 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/02/2015 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının keşideci olduğu 80.000 TL bedelli bono hakkında icra takibi yaptıklarını, icra mahkemesi tarafından takibin geri bırakılmasına karar verildiği, oysa bu sırada satış avansı yatırdıklarını, davalının taşınmazı üzerindeki hissesine ilişkin olarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, davalının açmış olduğu menfi tespit davasının devam ettiğini, anılan hususların zamanaşımını keseceğini, icra mahkemesindeki tebligatların usulsüz olarak azlettikleri vekillerine yapıldığını, İİK"nun 71 ve 33/a maddesi gereğince işbu davanın açılmasının gerektiğini ileri sürerek, 80.000 TL"nin vade tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin görevli olmadığını, senedin ticari ilişkiden kaynaklanmadığını, dava dilekçesinin gerekli şartları taşımadığını, 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın İİK"nun 33/a maddesi uyarınca açıldığı, İcra Hukuk Mahkemesi"nin kararının onana ilamının 14.11.2011 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın ise 21.11.2011 tarihinde açıldığı, davalının açmış olduğu menfi tespit davasındaki ret kararının kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 80.000 TL"nin vade tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı taraf, davalının keşidecisi olduğu bono hakkında icra takibi yaptığını, icra mahkemesi tarafından takibin geri bırakıldığını, zamanaşımı süresinin dolmadığını, davalının açmış olduğu menfi tespit davasının lehlerine sonuçlandığını, İİK"nun 71 ve 33/a maddesi gereğince işbu davanın açılması gerektiğini ileri sürerek, 80.000 TL"nin tahsilini istemiş, mahkemece davanın İİK"nun 33/a maddesi gereğince süresinde açıldığı, menfi tespit davasındaki ret kararınının kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, mahkemece davanın İİK"nun 33/a maddesi gereğince süresinde açıldığı kabul edildiği halde, hangi muamelelerin zamanaşımı süresini kestiği, bonoya dayalı zamanaşımın süresinin İİK"nun 33/a-2. maddesi kapsamında dolup dolmadığı değerlendirilip tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.