12. Ceza Dairesi 2015/9017 E. , 2016/5830 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Davacılar : 1- ..., 2- ...
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hükümler : ... için; 336,96 TL maddi ve 640 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
... için; 256,90 TL maddi ve 2.440 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacılar vekilinin 15.01.2014 tarihli dilekçeleri ile müvekkili davacıların bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldıklarını, yapılan yargılama sonunda üzerlerine atılı suçtan beraatlerine hükmedildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davaların kısmen kabulüne ilişkin hükümler, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I.Davacı ... hakkında kurulan hükme yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteğinin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince REDDİNE,
II.Davacı ... hakkında kurulan hükme yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan ... Ağır Ceza Mahkemesinin, 2004/138 Esas - 2013/245 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) kasten öldürme suçundan tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 03.09.2013 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 15.01.2014 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tutuklama tarihinden itibaren faize hükmedilmesi suretiyle tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 62 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden ve özellikle maliye hazinesinden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.