Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/23187
Karar No: 2017/5439
Karar Tarihi: 15.05.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/23187 Esas 2017/5439 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/23187 E.  ,  2017/5439 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalı ... İnş. Ltd. Şti"nin maliki, davalı ..."nın sürücüsü olduğu aracın, davacılar murisinin idaresindeki bisiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, kaza tarihinde olay mahallinde yol yapım işini yüklenici sıfatıyla yürüten ve yolda gerekli işaretlemeleri yapmayan diğer şirketin de zarardan sorumlu olduğunu, davacı ... ve küçük ... ölenin desteğinden yoksun kaldığını, tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... ve küçük ... için 2.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile tüm davacılar için toplam 60.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek en ... faiziyle birlikte kusurları oranında davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 28.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 91.493,39 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekili, ceza davasında alınan ... raporuyla, davacılar desteğinin kazada asli kusurlu olduğunun saptandığını, davacıların zararı ve miktarını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Müh. Ltd. Şti. vekili, kazada davacılar murisinin asli kusurlu olduğunu, kazadaki kusur oranlarına ve olay tarihine göre istenen manevi tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 70.913,43 TL. ve küçük Ulkiye için 20.579,96 TL. maddi tazminatın, davacı ... ve küçük Ulkiye için 18.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline (davalı ... Müh. Ltd. Şti"nin tazminatlardan % 25 kusuru oranında sorumlu tutulmasına); diğer davacılar için 8.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının, hükmün gerekçe kısmında kabul edildiği bildirilen bir yükümlülüğün, hüküm fıkrasında karar altına alınmayışının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise, bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş,çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu
    temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    ..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrası birbiriyle uyumludur. Ne var ki; yerel mahkemece, zarardan sorumlu olan davalıların hüküm altına alınan tazminatlardan müteselsilen sorumluluğuna hükmedildikten sonra, davalı Zemir Müh. Ltd. Şti"nin % 25 kusuru oranında tazminatlardan sorumlu olduğuna hükmedildiği görülmektedir. Niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu borçluluk türü olan müteselsil sorumluluğa hükmedildikten sonra; zarar sorumlularından birinin sorumluluğunun belli bir kusur oranıyla sınırlanmasının hükmü çelişkili hale getirdiği aşikardır. Bu suretle, çelişkili ve infazda tereddüt yaratacak nitelikte hüküm kurulmuş olması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca; infazda tereddüt uyandırmayacak bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacıların eşi/babası/oğlu olan yakınlarının ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, toplam 60.000,00 TL. manevi tazminat isteminde
    bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi (818 sayılı BK. 47. md.) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacılar murisinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü, kazada davacılar murisinin asli kusurlu olması göz önünde bulundurularak, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar ... manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... İnş. Ltd. Şti. ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Veli Karademir İnş. Ltd. Şti. ve ..."a geri verilmesine 15/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi