21. Hukuk Dairesi 2015/11257 E. , 2015/19980 K.
"İçtihat Metni"Davacı, ... vekili Av.... ile davalı, ... vekili Av....,..., ......i. adına... ......İcra Dairesi Müdürlüğü aralarındaki tazminat davası hakkında ... İş Mahkemesince verilen 04/03/2014 gün ve 2012/848 Esas, 2014/152 Karar sayılı kararın Bozulmasına ilişkin Dairemizin 26/02/2015 gün ve 2014/24994 Esas, 2015/3668 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili 06.04.2015 tarihli dilekçesi ile hükmedilen manevi tazminat tutarının 6.000,00 TL olduğu ve bu miktarın da az olduğu gerekçesiyle Dairemizin 26.02.2015 gün 2014/24994 Esas, 2015/3668 Karar sayılı kararındaki maddi hatanın giderilmesini istemiştir.
İş Mahkemeleri Kanununun 8/3. maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.
Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında, uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.
Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/10-895E ve 2002/838K, 2003/21-425E ve 2003/441K sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Davacı, 30.10.2006 tarihli iş kazası sonucu % 3 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının 6.000,00 TL olmasına rağmen Dairemiz kararında 25.000,00 TL"nin çok fazla olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca da Dairemiz ilamının maddi yanılgıya dayalı olduğu ve düzeltilmesinin gerektiği açık ve seçiktir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle maddi hataya dayalı olduğu anlaşılan Dairemizin 26.02.2015 gün 2014/24994 Esas, 2015/3668 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına,
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, taraf vekillerinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.