23. Hukuk Dairesi 2017/2221 E. , 2020/3115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle müvekkilinin davalıya ait iş yerinde güvenlik ve koruma hizmeti verdiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin verdiği hizmete karşılık, karşı tarafın ödemelerini her ayın son gününü takip eden 5 iş günü içerisinde yapmasının taraflarca imza olunduğunu, ancak davalının hizmet verilen sürede buna uymaması sonucu ilgili sözleşmenin 8.5.a ve 8.5.b maddeleri gereği temerrüde düştüğünü, hizmet verdikleri süre boyunca hasıl olan buna ilişkin alacakları ödenmediği için keşide edilen faturaların davalı tarafından iade edildiğini, bunun üzerine müvekkilince 5.843,68 TL asıl alacak, 210,37 TL işlemiş faiz ve 116,52 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 6.170,57 TL"nin tahsili için icra takibine başlandığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, talebin BK"nın 113. ve TMK"nın 2. maddelerine açıkça aykırı olduğunu, fatura bedellerinin nasıl tespit edildiğinin belli olmadığını, faiz talebine KDV istenemeyeceğini, ayrıca işlemiş faiz talebinin dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 25.01.2016 tarihli 2015/6643 Esas, 2016/322 Karar sayılı ilamı ile; dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 113. (6098 sayılı TBK"nın 131.) maddesi hükmü dikkate alınarak ve banka hesabına yapılan ödemelerde davacının ihtirazi kayıt koymasının mümkün bulunup bulunmadığı hususu da tartışılarak, yapılacak değerlendirme sonucu oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; yapılan ödemelere ilişkin bankaya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda ihtirazi kayıt koyulabilecek sistemsel yapının bulunmadığı belirtilmiş ise de, bu durumda davacının başka suretle de faiz alacağı yönünden ihtirazi kayıt sunmadığı, faiz alacağı saklı kalmak kaydıyla yapılan ödemeleri kabul ettiğini davalı tarafa bildirmediği, sözleşmede borç ödedikten sonra ayrıca faizinin de istenebileceğine ilişkin açık bir hükmün yer almadığı, davacının ödemeleri kabul ettikten sonra ve son ödeme tarihinden 13 ay sonra fatura düzenleyerek faiz alacağını talep etmesinin BK 113 ve MK 2 maddeleri kapsamlarında yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.