Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/23181
Karar No: 2017/5434
Karar Tarihi: 15.05.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/23181 Esas 2017/5434 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/23181 E.  ,  2017/5434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kaza sonucu, kaldırımda simit satan davacı ..."ya çarpmasıyla davacının ağır biçimde yaralandığını, işgücü kaybına uğrayan ve bakım ihtiyacı doğan davacının simit tablasının da kazada hasar gördüğünü, hem yaralanan davacının hem de eşi olan diğer davacının olay nedeniyle manevi zarara uğradıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 1.900,00 TL. maddi tazminat ile davacı ... için 15.000,00 TL. ve ... için 8.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; taleple bağlı kalınarak 1.900,00 TL. maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, maddi tazminata ilişkin fazla hakların saklı tutulmasına; davacıların manevi tazminat sitemlerinin kısmen kabulü ile
    davacı ... için 6.000,00 TL. ve Hadiye için 3.000,00 TL"nin ... şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; 17.07.2014 tarihli tavzih kararı ile de; hükmün 1. bendinin sonuna "hükmedilen tazminatlara, davalı ... yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden yasal faiz uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi ve bu şekilde hükmün tavzihen düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 Gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nın 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nın 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının
    gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    ..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 06.06.2014 tarihli kısa kararda, davacılar lehine hüküm altına alınan tazminatlar için faize hükmedilmediği, aynı şekilde gerekçeli kararın yazımında da faize hükmedilmediği; ancak davacı vekilinin tavzih başvurusu üzerine, 17.07.2014 tarihli "tavzih kararı" ile, hükmedilen tazminatlar için dava ve kaza tarihinden yasal faizin hüküm altına alınarak bu hususun hükme eklenmesine karar verildiği görülmektedir.
    Hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK"nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkeme kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün taraflara yüklenmesi ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir. Anılan Kanun"un 305/2. maddesinde de "Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" denilmek suretiyle bu husus açıkça ifade edilmiştir.
    İfade olunan bu nedenlerle, davacı taraf lehine hükmedilen tazminatlar için hükmedilmeyen temerrüt faizinin, hükme sonradan ilave edilmesine ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, davacının talebine uygun olarak yapılacak tavzih işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davalıların yükümlülüğünü genişlettiği, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı da dikkate alındığında; kısa kararda hüküm altına alınmayan temerrüt faizinin, gerekçeli kararın tavzihi yoluyla hüküm altına alınması suretiyle kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı açıktır.
    Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli karar
    arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre; davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedeni ve şekline göre davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ... A.Ş. ve davalı ..."ya geri verilmesine 15/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi