Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1989
Karar No: 2013/2755
Karar Tarihi: ...04.2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/1989 Esas 2013/2755 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/1989 E.  ,  2013/2755 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin ........2012 gün ve 2012/6028 Esas, 2012/7734 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    - KARAR -
    Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalıya birinci sırada yer verilerek, alacağının tamamının ayrıldığını; davalının bu alacağı muvazaalı bir işlemle TC ... AŞ’den temlik aldığını ve bu nedenle müvekkilinin alacağının ...,800,- TL"lik kısmının eksik ödeneceğini ileri sürerek, bu miktarın davalıya ayrılan paydan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, yargılamaya katılmamıştır.
    Mahkemece, ispat yükü üzerinde bulunan davalının alacağının varlığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalının temyiz itirazı üzerine Dairemizin ........2012 gün ve 2012/6028-7734 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Bu kez, davacı vekili kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
    Davalı alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmadığı ve muvazaalı oluşturulduğu iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve davalının bu alacağın varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikteki delillerle ispatlaması gerektiği tartışmasızdır. Ne var ki, davacının iddiası gerçek bir alacağın bulunmadığı değil, alacağın bulunduğu fakat sona erdirildiği noktasında ise, kural olarak ispat külfetinin yer değiştirdiği kabul edilmeli, bir diğer ifade ile ödeme gibi sebeplerin varlığını ispat yükü davacıya yüklenmelidir (Bkz., Deynekli, A./Kısa, S.: Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, ....b., ... 2005, s.158; aynı yönde .... HD., 04.07.1995 t. ve 1995/6193-6116 E.K.).
    Somut olayda davacı, dava dışı banka alacağının ödeme suretiyle sona erdiğini, bunun teminatı olmak üzere tesis edilen ipoteğin de bu fonksiyonunu yitirdiğini ileri sürmektedir. Bu durumda davalının temlik bedeli olarak yatırdığı tutarın, aslında gerçek borçlu tarafından borç ödemek maksadıyla yapıldığının davacı tarafından ispatlanması gerekir.
    Bu noktada alacağın temliki müessesesinin incelenmesi gerekmektedir. Alacağın temliki dar anlamda bir borç ilişkisinde alacağın alacaklı tarafından bir başka şahsa devredilmesidir (Bkz., Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, ....b., ... 2006, s.1176; Oğuzman, M.K.,/Öz, M.T.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, ....b., ... 2000, s.891).
    Alacak bir ivaz karşılığı temlik edilebileceği gibi, herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın da temlik edilebilir; ivaz temlik edene, temlik alanın alacağı tahsil edememesi halinde bir garanti yükümlülüğü getirir (TBK.m.191).
    Kural olarak temlik nedeniyle verilen ivaz, borcu ortadan kaldırmaz. Temlik, alacağı sona erdiren bir tasarruf muamelesi olmayıp, alacaklıyı değiştirir. Temlik eden lehine tesis edilen teminatlar da temlik alana geçer (TMK.m.891).
    Alacağın temlikinin ivazı olarak ipotek tutarı kadar bir paranın bankaya yatırılmış olması, kural olarak borcun ödemeyle sona erdiği anlamına gelmez.
    Borçlunun şahsının önem taşımadığı borç ilişkilerinde edimin, üçüncü kişi tarafından yerine getirilmesine engel bir durum bulunmamakla birlikte, temlik işleminin iptale tâbi bir tasarruf olarak (İİK.m.277 vd.) ödemeyi gizleyecek bir muvazaaya dayandığı ispatlanmadıkça, ödemenin alacağı temlik alan kişi tarafından değil de asıl borçlu tarafından yapıldığı kabul edilemez.
    Dairemizin bozma kararında borçlandırıcı muamele ile tasarruf muamelesi tarihlerinin önem taşıdığı vurgulandıktan sonra, sıra cetveline itiraz davası içinde temlik işleminin iptalinin istenemeyeceği belirtilerek davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiş ve kabul şekli itibariyle de ispat yükü üzerinde bulunan davalıya delil sunması için mehil verilmesi gerekirken, bu hususun gözden kaçırılmasının hatalı olduğuna değinilmiştir.
    Yukarıdan beri yapılan açıklamalara göre, yargılamaya katılmayan ve borçlandırıcı muamele ile tasarruf muamelesi tarihleri arasındaki öncelik sonralık iddiasını ileri sürmeyen davalı bakımından bu bozma sebebinin, dosya ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır.
    Öte yandan, dava dilekçesinin içeriğinden istemin sıra cetveline yönelik olduğu ve temlikin iptalinin talep edilmediği de sabit olmakla, Dairemiz bozma kararındaki bu yönün de yerinde olmadığı saptanmıştır.
    Son olarak ödeme iddiasına dayalı davada ispat yükünün belirlenmesine ilişkin ikinci bendin de somut olayla örtüşmediği görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece yapılacak ..., ödemenin dava dışı borçlu tarafından borcu sona erdirmek (söndürmek) amacıyla yapıldığı fakat bunun üçüncü kişilere karşı varlığını koruyor gibi gösterilmesi için temlik ivazı adı altında (dava dışı, temlik eden) bankaya yatırıldığını ispat yükünün davacı alacaklıda olduğu gözetilerek bir karar verilmek gerekirken, kararın yazılı gerekçelerle bozulduğu anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin ........2012 gün ve 2012/6028-7734 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin ........2012 gün ve 2012/6028-7734 sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi