1. Ceza Dairesi 2012/883 E. , 2013/7847 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No: 1/B - 2011/369541
MAHKEMESİ : Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ ve NO : 22/03/2011, 2010/325 (E) ve 2011/80 (K)
SUÇ : Kasten yaralama
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-A) Sanık Cüneyt’in adli sabıka sicil kaydına göre; Ayvalık Sulh Ceza Mahkemesinin 11.06.2007 gün ve 2007/97-257 sayılı kararı ile kasten yaralama suçundan 5 ay hapis cezasına ilişkin 07.07.2007 tarihinde kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün bulunduğu ve bu nedenle sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmesi suretiyle TCK"nun 58. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi; aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Sanık Cüneyt hakkında silahla yaşamsal tehlike oluşturacak şekilde kasten yaralama suçunu düzenleyen TCK’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d-son maddelerinin uygulanması sırasında, TCK’nun 86/1-3-e maddeleri uyarınca belirlenen 1 yıl 6 ay hapis cezasının önce aynı kanunun 87/1-d maddesi uyarınca 1 kat artırılarak 2 yıl 12 ay hapis cezasına çıkartılması gerektiğinin gözetilmemesi; aynı maddenin son fıkrasının uygulanması suretiyle hükmolunan cezanın 5 yıla çıkartılması nedeni ile sonuca etkili görülmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Cüneyt"in mağdur Ahmet"e yönelen eylemi ile sanık Ahmet"in mağdur Cüneyt"i kasten yaralama suçlarının sübutu kabul, sanık Ahmet"in mağdur Cüneyt"i kasten yaralama suçunda oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Cüneyt müdafiinin meşru savunmaya vesaireye, sanık Ahmet ile müdafiinin vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; mağdur-sanık Cüneyt ile tanık Kaan’ın sokakta birlikte alkol aldıkları sırada, daha önceden tanıdıkları mağdur-sanık A.. R.."in alkollü bir şekilde yanlarına gelerek bir bardak içki istemesi üzerine ona da içki vererek hep birlikte içmeye başladıkları, bir süre sonra mağdur-sanıklar arasında ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığı belli olmayacak şekilde tartışma başladığı, tartışmanın karşılıklı bıçak çekmek suretiyle kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında mağdur-sanık Cüneyt’in bıçakla birden fazla vurarak mağdur-sanık A.. R.."i sol göğüs, sol bel, sol lomber vc sol kol iç ve dış yüz bölgelerinden isabetle sol göğüs dorsalinde effüzyon ve sol göğüs minimal her iki taraflı kanama ile yaşamında tehlike meydana getiren nitelikte yaraladığı, mağdur-sanık A.. R.."in de bıçakla mağdur-sanık Cüneyt"i sol omuz bölgesinden isabetle kas dokusu yaralanması ile basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte yaraladığı, A.. R.."in aldığı isabetler nedeni ile yere yaralı bir şekilde yere düşüp olay yerinde tanık Kaan ile birlikte kaldığı, Cüneyt"in olayın hemen sonrasında polis karakoluna üzeri kanlı bir şekilde giderek olayı anlatıp gerçekleştiği yeri söylediği, sonrasında polis kuvvetlerinin olay yerine gittiklerinde yaralı Ahmet ile yanında bulunan tanık Kaan"ı gördükleri ve sağlık ekiplerine haber vererek mağduru tedavisi yapılmak üzere ilgili sağlık kuruluşuna ambulansla gönderip yapılan tedavi sonucunda mağdurun hayata döndürüldüğü olayda;
A) Sanık Cüneyt"in mağdur Ahmet’e yönelen eylemi yönünden, hedef alınan vücut bölgeleri, darbelerin sayısı ve şiddeti ile kullanılan silahın elverişliliği dikkate alındığında sanığın eylemleri ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşıldığı halde sanığın “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek kasten yaralama suçundan hüküm kurulması;
B) Sanık Cüneyt"in kendi çabaları sonucu mağdurun ölüm neticesinin gerçekleşmesinin önlediği anlaşıldığı halde; hakkında “gönüllü vazgeçme” hükmünü düzenleyen TCK."nun 36. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışmasız bırakılması;
C) Sanıkların eylemlerini, ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığı dosya kapsamından belli olmayacak şekilde gerçekleştirdikleri anlaşıldığı halde, sanıklar hakkında haksız tahrik hükümlerini düzenleyen TCK"nun 29. maddesi uyarınca asgari oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde fazla ceza tayini;
D) Kabule göre de;
Sanık Cüneyt hakkında kasten yaralama suçunu düzenleyen ve 1-3 yıl aralığında hapis cezası öngören TCK"nun 86/1. Maddesi uyarınca uygulama yapılması sırasında, TCK"nun 61. maddesi uyarınca suç kastı ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak alt ve üst sınırlar arasında TCK"nun 87/1-son maddesinde düzenlenen cezanın 5 yıldan az olamayacağı hükmü de nazara alınmak suretiyle sonuca etkili olacak şekilde makul bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde 1 yıl hapis cezası belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık Ahmet ile sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin sanık Cüneyt hakkında verilen hüküm yönünden CMUK"nun 326/son maddesi gözetilmek suretiyle tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA; 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.