11. Hukuk Dairesi 2014/2609 E. , 2015/1178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/10/2013 tarih ve 2013/210-2013/444 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03/02/2015 günü hazır bulunan davacı şirket yetkilisi asil ..., davacı şirket vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait davalı banka nezdinde bulunan hesabından banka çalışanı tarafından usulsüz olarak paralar çekildiğini, davalı tarafından müvekkilinin zararının giderilmediğini ileri sürerek, 194.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ait hesaptan çekilen paraların davacının bilgisi dahilinde olduğunu, usulsüz olduğu iddia edilen para çekim işlemlerinden sonra davacı tarafından çok sayıda para yatırma ve çekme gibi işlemi yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, usulsüz çekildiği iddia edilen paraların davacı defterlerine işlendiği, para çekim işlemlerinin öncesinde ve sonrasında davacı tarafından internet bankacılığı yolu ile hesabın kontrol edildiği, buna göre davacının yapılan işlemlere icazet verdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacıya ait davalı nezdindeki hesaplardan davalının çalışanı tarafından usulsüz para çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, çekilen para çekim işlemlerinden sonra davacı tarafından internet bankacılığı ile hesapların kontrol edildiği ve çekilen paraların bir kısmının davacı defterlerine kaydedildiği buna göre davacının usulsüz para çekim işlemlerine icazet verdiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Oysa, dosya içinde mevcut 03.10.2011 tarihli banka müfettiş raporunDa ekli davalı banka çalışanı .... tarafından kendi el yazısı verilen ifadesinde “davacı şirket dahil 6 ayrı şirket hesaplarından yaklaşık 1.000.000,00 TL çektiğini” ve yine açılan ceza davasında savcılık ve yargılama sırasında atılı suçu işlediğini, ancak para çekim işlemlerini banka müdürünün talimatı ile yaptığını beyan etmiş olup, davalı banka tarafından da paranın davacı tarafından çekildiği veya davacının banka çalışanı ile ortak hareket ettiği iddia ve ispat edilemediğine göre paranın davalı banka çalışanı tarafından zimmete geçirildiği sabittir. Bu durumda davacı hesaplarından para çekildikten sonra internet üzerinden hesapların kontrol edilmesi veya çekilen paraların bir kısmının davacı defterlerine işlenmesi zimmete geçirilen paraya davacının icazet verdiği veya bankayı ibra ettiği anlamına gelmez. Kaldı ki, davacı şirket yetkilisi de internet bankacılığı ile hesapların kontrol edildiğini ancak davaya konu para çekimlerinin şirket adına yetkili olan ağabeysi tarafından yapıldığının zannedildiğini belirtmiştir.
Bu durumda, mahkemece, davacı hesabından banka çalışanı tarafından usulsüz olarak para çekildiğinin kabulü ile çekilen para miktarının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.