Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/13804
Karar No: 2018/314
Karar Tarihi: 17.01.2018

5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13804 Esas 2018/314 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/13804 E.  ,  2018/314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1)5237 Sayılı TCK"nın 44. maddesinde “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır”
    hükmüne yer verilmesi, bir fiilden kastedilenin sanığın hareket veya hareketlerinin bir sonucu elde etmeye ( bir suçu işlemeye) yönelik olması, bu nedenle de fiilde birden fazla hareketin bulunabilmesi karşısında; 06/04/2012 tarihinde sanığın iş yerinde ve ikametinde yapılan aramada 1168 adet bandrolsüz, 1550 adet sahte bandrollü, 336 adet başka bir esere ait bandrol yapıştırılmış usulsüz bandrollü kitap ile kullanıma hazır 118 adet sahte bandrolün ele geçirildiği nazara alındığında, tespit edilen sanığın eyleminin TCK"nın 44. maddesi aracılığıyla 5846 sayılı Kanun"un 81/9. maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 71/1, 81/13 maddesi uyarınca hüküm kurulması,
    2)Ceza hukukunda, kanundaki tipik faile uygun her netice ilke olarak ayrı bir suç oluşturur. Bu nedenle failin eylemi kaç netice meydana getirmişse o kadar da suç işlemiş sayılır. İşlediği her suç nedeniyle de fail ayrı ayrı cezalandırılır.
    Bazı hallerde ise değişik sonuçlardan dolayı faile ayrı ayrı cezalar verilmeyerek, tek ceza verilmesi ile yetinilir. Birden fazla netice meydana gelmesine rağmen, sanığa tek ceza verilmesini gerektiren durumlardan biri, zincirleme (müteselsil) suçtur.
    Zincirleme suç, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 80., 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde düzenlenmiştir.
    Zincirleme suç kavramının tarihi gelişimine bakıldığında ‘zincirleme suç kavramı Ortaçağda Glossatörler ve Postglossatörler tarafından ortaya atılmıştır. Müşterek bir kararla, aynı tip suçu birden çok işleyen failleri, kanunların öngördükleri şiddetli cezalardan korumak
    için çözüm arayan pratik hukukçular tarafından yaratılmıştır. Özellikle üç hırsızlık suçunun cezasının “ölüm” olmasının doğurduğu aşırılıkları yumuşatmanın çıkar yolu olarak düşünülen bu kurum, Zanardelli Kanunu’nda da yer almış ve buradan Türk Hukuk Sistemine girmiştir. (Bkz. Doç. Dr. Türkan Yalçın Sancar, TBB Dergisi, sayı 70,2007 sahife 247-248)
    5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
    1- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
    2- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
    3- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
    Zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği hususunda da kesin bir kural koymak mümkün değildir. Mesela iki suç arasında bir ay geçmemesinin kabulü durumunda otuz bir gün arayla, üç ayın kabulü halinde üç ay bir gün arayla suç işlenmesi durumunda aynı sorun yine devam edecektir. Bu nedenle, esas alınması gereken temel ölçüt zaman aralığından ziyade işlenen suçun aynı suç işleme kararının icrası kapsamında kalıp kalmadığı, suçlar arasında hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
    Bandrol yükümlüğüne aykırılık suçlarında sanıklar genellikle aynı suç işleme kararı ile hareket ederek eylemlerini devam ettirmekte, suç işledikleri tesbit edildiğinde de haklarında tutanak düzenlenmektedir.
    Görevlilerce düzenlenen her suç tutanağının müstakil suç sayılması (örneğin bir ay içerisinde ikişer gün arayla on beş ayrı suç tutanağı düzenlenip, on beş kez cezalandırılmaları) halinde TCK’nın 3. maddesinde öngörülen “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” ilkesinin korunamayacağı açık bir gerçektir.
    5846 sayılı Kanun’un haklara tecavüzün önlenmesi başlıklı 81. maddesinin 13. fıkrasında “Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi halinde, fail hakkında sadece 71’inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak; verilen ceza üçte biri oranında artırılır.” hükmü yer almakta ise de bu hüküm bandrol yükümlülüğüne aykırılık eyleminde meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de, suçun mağduru toplumu oluşturan bireylerdir şeklindeki kabulü değiştirmeyecektir. Zira 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacaklardır.
    Açıklanan nedenlerle, 28/08/2011 tarihinde sanığa ait seyyar tezgahta ve iş yerinde yapılan aramada 422 adet bandrolsüz, 4031 adet başka bir esere ait bandrol yapıştırılmış usulsüz bandrollü kitap ele geçirildiği, 06/04/2012 tarihinde sanığın iş yerinde ve ikametinde yapılan aramada ise 1168 adet bandrolsüz, 1550 adet sahte bandrollü, 336 adet başka bir esere ait bandrol yapıştırılmış usulsüz bandrollü kitap ile kullanıma hazır 118 adet sahte bandrolün ele geçirildiği, sanığın 28/08/2011 tarihli eylemi hakkında 23/11/2012 tarihli, 06/04/2012 tarihli eylemi hakkında ise 27/11/2012 tarihli iddianame düzenlenmesi karşısında; ilk iddianame tarihine kadar tespit edilen eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek suç oluşturduğu gözetilerek, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, yerinde görülmeyen ve yasal olmayan gerekçelerle zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
    3-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    4-Suç tarihinin 06/04/2012 ve 28/08/2011 olmasına rağmen karar başlığında 05/04/2012 ve 27/08/2011 olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında CMUK 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 17/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi