20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7524 Karar No: 2016/8082 Karar Tarihi: 21.09.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/7524 Esas 2016/8082 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/7524 E. , 2016/8082 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada, ... 1. İş ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği, düşünüldü:
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 1. İş Mahkemesince; iş kazası sebebiyle açılan tazminat davasında davacı tarafça ..."ya başvuru ve tahkikat işlemlerinin yapılması için gerekli işlemlerin yapılmamış olması göz önünde bulundurularak, iş kazası hükümlerince değil haksız fiil hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ise iş kazası sebebiyle açılan tazminat davasında ..."ya başvuru ve tahkikat işlemlerinin yapılmamasının iş mahkemesinin görevini belirleyen yasal maddeler arasında sayılmaması ve iş kazası sebebiyle açılan tazminat davasının kanunun açık hükmü karşısında iş mahkemesi tarafından karara bağlanması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. İşveren, 506 sayılı Kanunun 4/1. maddesinde “...bu Kanunun 2. maddesinde belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek ya da tüzel kişi...”, 1475 sayılı İş Kanununun 1/1. maddesinde “bir hizmet akdine dayanarak... işçi çalıştıran tüzel veya gerçek kişi...”, 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde ise “bir iş sözleşmesine dayanarak ...işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, yahut tüzel kişiliği olmayan kurum veya kuruluşlar...” olarak tanımlanmakta olup, işveren niteliği işçi çalıştırmanın doğal sonucudur. Çalışan kişi Borçlar Kanununun 313. maddesinde öngörülen çerçeve içinde "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa, aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. Bilindiği gibi zaman unsuru çalışanın iş gücünü belirli, ya da belirli olmayan bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurmasını kapsar. Hiç kuşkusuz çalışan bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve gözetimi altında (bağımlı olarak) edimini yerine getirecektir. Burada sözkonusu olan bağımlılık ise her an ve durumda çalışanı denetleme ve buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, İsdemir fabrikasının baca ve fırın inşaatı işini taşeron olarak yürüten davalı işyerinin işçisi olarak 2008 yılı Ağustos ayında kaynakçı yardımcısı olarak işe başladığını, proje müdürü ve şantiye şefinin talimatıyla olay günü demir varilin üst kapaklarının spiral ile kesilmesi esnasında patlama meydana geldiğini, bu patlamanın içinde açık yağ olduğu anlaşılan demir varillerde biriken gazların spiralden çıkan kıvılcım nedeniyle alev alması sonucu meydana geldiğini, yüzünde ve vücudunda 1.derecede yanık meydana geldiğini, yaşanan kaza nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Buna göre davacının davalıya ait işyerinde fiili olarak kendi nam ve hesabına değil, davalıya bağımlı olarak çalıştığının anlaşılmasına göre uyuşmazlığın ... 1. İş Mahkemesince görülüp çözümlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/09/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.