11. Hukuk Dairesi 2014/15100 E. , 2015/1165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : (KAPATILAN) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/12/2011 tarih ve 2011/499-2011/221 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ..."nin 2008 yılında davalı bankadan kullandığı kredi için verilen teminat mektubu ile ilgili olarak müvekkilinin azami 40.000,00 TL’ye kadar kefalet beyanında bulunduğunu, kredi borçlusu ..."nin kredi kartı ve çek karneleri ile ilgili borçları nedeniyle hesap kat edilip asıl borçlu ile birlikte müvekkiline de ihtar gönderildiğini, ihtara konu alacak kalemleri kefaletten önce gerçekleşen borçlar olup kefalet kapsamında bulunmadığını, bankanın bloke işleminin haksız olduğunu ileri sürerek, bloke edilen 40.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinin 33.1 ve 41.1 maddeleri uyarınca müvekkili bankanın kredi borçlusu ve kefil olan davacının hesapları üzerinde rehin/hapis hakkı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosaya kapsamına göre, davacı bakımından bağlayıcı olan genel kredi sözleşmesinin 41.1 ve 33. maddeleri uyarınca dava dışı asıl borçlu ...’nin bu sözleşmeden doğmuş ve doğacak bütün borçlarından dolayı davacının 40.000 TL kefalet limiti dahilinde sorumlu bulunduğu, davalı bankanın asıl borçlu ve davacı kefile ait mevduat hesaplarında rehin, takas ve hapis hakkı olduğu, dava dışı ...’nin davalı bankaya nakit ve gayrinakit olmak üzere toplam 47.449,03 TL borcu bulunduğundan davacı kefilin kefalet limiti olan 40.000 TL için kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.