18. Ceza Dairesi 2015/43126 E. , 2017/6454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Müstehcenlik
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 2013/690-2014/199 E. ve K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, CMK, zorunlu müdafilik sistemini, önemli ölçüde genişletmiş olup, anılan kanuna göre; 150/2-3. maddesinde belirtilen durumlardan başka, resmi bir kurumda kusur yeteneğinin araştırılması için gözlem altına alınmasına karar verilecek olması (74/2. md.), tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedilmesi (101/3. md.), davranışları nedeniyle hazır bulunması halinde duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokan sanığın yokluğunda duruşma yapılması (204/1. md.) ve kaçak sanık hakkında duruşma yapılması (247/3. md.) hallerinde de şüpheli veya sanığın istemi bulunmasa, hatta açıkça müdafii istemediğini beyan etse bile müdafii görevlendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Zorunlu müdafi ihtiyacı duyulan hallerde, sanığın müdafisi olmaksızın savunma alınması veya hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanması niteliğindedir. Bu bağlamda, alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren ve TCK’nın 226/5.maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçu bakımından, sanığın ilk oturumda müdafii olmaksızın beyanda bulunmak istediğini belirtmesi üzerine müdafii görevlendirilmeden savunmasının alınması, sanığın da hazır bulunduğu 2. celsede müdafiin savunmada bulunmayıp “zorunlu müdafiilik durumu yoksa çekildiğini belirtmesi” ve 3.celsede yine sanığa müdafii görevlendirilmeksizin yargılama yapılmak suretiyle, sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
2- Kabule göre de;
a- Sanığın, çocukların kullanıldığı müstehcen içerikli görüntüleri facebook adlı sosyal paylaşım sitesinden farklı tarihlerde paylaştığının anlaşılması karşısında, TCK’nın 43.maddesi uyarınca cezasında artırım yapılmayıp, ayrıca ele geçirilen, yayımı yapılan ve bilgisayarda kayıtlı bulunan müstehcen içerikli materyallerin sayısı gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin düşünülmemesi,
b-TCK’nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
c- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine 24.05.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.