21. Hukuk Dairesi 2014/26660 E. , 2015/19946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere davalı Kuruma resen yapılan Bağ-Kur ve prim borçlarının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.10.2008 tarihinden itibaren resen başlatılan bağ-kur prim tescili ve prim borçlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olunması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. 5510 sayılı Yasa da aynı doğrultudadır.
Öte yandan 4.4.2015 tarihli 6645 sayılı Kanunun 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’ya eklenen ve 23.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 63. maddede kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları bu maddenin yayım tarihini takip eden ay başı itibarıyla yeniden başlatılır"şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 24.02.2012- 30.05.2012 tarihleri arası 5510 s.k. 4. maddesi (a) fıkrası kapsamında sigortalı hizmetlerinin bulunduğu, 24.11.1972- 03.01.1983 tarihleri arasında yurtdışı çalışması olup bu süreyi borçlanmak suretiyle 19.06.2012 tarihli tahsis talebine istinaden 506 s.k. a göre yaşlılık aylığı bağlandığı, 17.10.1983- 31.05.2004 ve 01.06.2004 tarihinden itibaren devam eden vergi kaydı bulunduğundan 01.10.2008 tarihi itibariyle esnaf bağ-kur kaydının başlatıldığı ve davacı hakkında prim borcu çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının vergi kaydına istinaden esnaf bağ-kur sigortalısı olduğu açıktır. Ancak 6645 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasaya eklenen geçici 63. maddesi dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması hatalıdır.
Yapılacak iş, 6645 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasaya eklenen geçici 63. maddesi gereği davacının prim ödemesi var ise bu ödemelerin karşıladığı süre sonuna kadar, prim ödemesi yok ise tescil tarihi itibariyle esnaf Bağ-Kur sigortalılığını bu kanunun yürürlük tarihi olan 23.04.2015 tarihine kadar durdurmaktan ibarettir.
O hâlde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.