12. Ceza Dairesi 2015/1635 E. , 2016/5780 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK"nın 223/2-a. maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında verilen beraat kararına ilişkin hüküm, müşteki vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören ... adına hazine vekilinin temyiz istemi davaya katılma talebi olarak değerlendirilmiş olup, müşteki kurumun 5271 sayılı CMK"nın 237/2 maddesi uyarınca kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı;
6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, doğal sit alanı olduğu belirtilen ve tapu kaydında korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı olduğuna dair şerhi bulunan ... ili, ... ilçesi, ... köyü, Hayıtlı mevkii, 117 ada, 1 sayılı parselde bulunan arazinin tapuda S.S. ... Köyü ... Geliştirme Kooperatifi adına kayıtlı olduğu, adı geçen kooperatif ile... Tur. İnş. Tar. San. Tic. A.Ş. arasında 17.04.2009 tarihinde noter düzenlemeli “düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi” yapılarak 117 ada, 1 sayılı parselinde içerisinde bulunduğu arazilerde inşaat çalışmalarına başlandığı, ... Belediyesi görevlilerince yerinde yapılan denetimde 117 ada, 1 sayılı parselde izin alınmadan, betonarme bir su deposu inşaa edildiğinin tespit edildiği ve 14.06.2013 tarihli yapı tatil tutanağının düzenlendiği, davaya konu izinsiz yapıyı yaptığı tespit edilen,... A.Ş. nin şantiye şefi olan inşaat mühendisi sanık ... hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yargılama sonunda mahkemece, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinin, Anayasa Mahkemesi"nin Resmi Gazetenin 13/10/2012 tarih ve 28440 sayılı nüshasında yayınlanan 2011/18 Esas, 2012/53 Karar sayılı 11/04/2012 tarihli kararıyla iptal edildiği gerekçesi ile sanığın beraatine karar verilmiş ise de;
Sanığın üzerine atılı eylemin suç olmaktan çıkartılmadığı, iptal kararının yürürlüğe gireceği 13/10/2013 tarihinden önce, 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde eylemin yaptırım altına alındığı, böylece sanık hakkında kurulan beraat gerekçesinin yerinde olmadığı, yine davaya konu yer tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmayıp, doğal sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığı, bu nedenle somut olayda sit alanı kabulü kararının ilgililerine tebliği zorunluluğundan bahsedilemeyeceği, sanığın bu yerin sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilebilmesi için taşınmazın tapu kaydında koruma kararına ilişkin şerhin bulunmasının, şerh de yoksa koruma kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının yeterli olduğu, sanığın davaya konu binanın bulunduğu yerin sit alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığını bilmediğine dair beyanlarının olmadığı, ayrıca taşınmazın tapu kaydında taşınmazın kültür varlığı olduğu kabul edilen bölge içerisinde yer aldığına dair şerhin mevcut olduğu, böylece izinsiz uygulamanın yapıldığı yerin sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer aldığının sanık tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği, sanığın verdiği ifadelerinde de davaya konu su deposunun kendisi tarafından yaptırıldığını kabul ettiği, her ne kadar sanık ifadesinde su deposunun ruhsata tabi olmayan yapı olduğunu iddia etmiş ise de, 20.11.2013 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden inşaat mühendisi bilirkişisinin raporundan da anlaşılacağı üzere, betonarme sabit yapının ruhsata tabi bir bina olduğu ve sanık tarafından yapı ruhsatı ile ilgili Koruma Bölge Kurulu"ndan izin almadan binayı yaptığı, tüm bu nedenlerle izinsiz inşaatın yapıldığı yerin sit alanı olarak kabul edildiğine dair ilgili Koruma Kurulu kararının dosya kapsamına getirtilmesi ve sorumluluğu sabit olan sanığın eylemlerine uyan 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, sanıkların beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.