Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7263
Karar No: 2010/269
Karar Tarihi: 19.1.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/7263 Esas 2010/269 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/7263 E.  ,  2010/269 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİLİVRİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/05/2008
    NUMARASI : 2006/579-2008/316

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı B.tarafından hakkında yapılan icra takibi sonucu 5627 parsel sayılı taşınmazdaki payının icra dairesince yapılan ihale sonucu davalı Ş. adına satışının yapıldığı ve adına tescil edildiğini, ihalenin usulsüz olarak yapılması nedeniyle Silivri İcra Hukuk Mahkemesinin 2005/299 Esas, 2006/3 Karar sayılı kararıyla ihalenin feshine karar verildiğini ve kesinleştiğini, bu sırada davalı Ş."in taşınmazdaki payını davalı M."e muvazaalı olarak devrettiğini, icra dairesinin kusurlu hareket ettiğini bu nedenle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek tapu iptal, tescil olmazsa tazminat ve manevi tazminat isteğinde bulunmuştur.
    Davalı M., davaya yanıt vermemiş, diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacının kendi kusuruyla zarara sebebiyet vermiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.01.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ....ile temyiz edilen vekili Avukat ... ile temyiz edilen Hazine vekili Av....geldi davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen vs.vekili Av..... gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... ..."ün tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı aleyhine, davalılardan B. tarafından yapılan icra takibi sonucunda, çekişme konusu 5627 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait 28/540 payın ihale sonucu davalı Ş.in edindiği, davacı tarafından açılan ihalenin feshi davasının Silivri İcra Mahkemesinin 07.02.2006 gün, 2005/299 esas, 2006/3 sayılı kararı ile kabulle sonuçlanarak kesinleştiği, taşınmazdaki davacı payının ihalenin feshi davasının devamı sırasında el değiştirerek diğer davalı M."e satış suretiyle devredildiği, Mahkemece eldeki davanın reddine dair verilen kararın temyizinden sonra, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, çekişme konusu taşınmazdaki payın M. tarafından bu defa 9.1.2009 tarihinde Ş. oğlu S. S. satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, ihalenin feshedildiğini, böylece ilk el durumundaki Ş. s. üzerindeki sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğünü, ondan sonra edinenlerin ise el ve işbirliği içerisinde bulunduklarını ve el değiştirmelerinin muvazaaya dayandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Gerçektende; icra ihalesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen mahkeme kararıyla feshedilmesi nedeniyle ilk el durumundaki davalı Ş.üzerindeki kaydın yolsuz tescil durumuna düştüğü sabittir. Hemen belirtilmelidir ki; yolsuz tescil şeklindeki sicilden edinen ilk elden sonraki maliklerin TMK.nun 1023. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde edinimlerinin korunacağı tartışmasızdır.
    Bilindiği üzere, hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir. Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tesçile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde,huzur ve güveni koruma,toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi,hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı,kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta,şeklen iyi niyetli gözükeni değil,gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması,bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu,iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Somut olaya gelince; mahkemece yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde, ilk elden sonraki eller konusunda hükme yeterli bir araştırma yapılmadan, davacı tarafından, ihalenin feshi davasının devamı sırasında taşınmazın sicil kaydına tedbir konulmasının sağlanmadığı, bu sebeple el değiştirmelerde davacının kusuru bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Oysa; iyiniyet araştırması def"i olmayıp itirazdır.Mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gereken bir kuraldır.
    Buna göre, davacının, taşınmazın sicil kaydına tedbir koydurmamış olması neticeye etkili değildir.
    Hal böyle olunca; öncelikle mahkeme kararından sonra taşınmazdaki payın el değiştirdiği gözetilerek HUMK.nun 186. maddesinde öngörülen usulü işlemlerin tamamlanması, ondan sonra yukarıda değinilen ilkeler çercevesinde hükme elverişli olacak şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi