12. Ceza Dairesi 2016/3738 E. , 2016/5775 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 21.06.2012
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/03/2012 tarihli ve 2008/60740 soruşturma, 2012/10970 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/06/2012 tarihli ve 2012/534 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun"un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun"un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun"un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun"un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun"un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müştekinin taksirle yaralanma başvurusu üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda hukuk mahkemesi tarafından tazminata esas olmak üzere yapılan talep üzerine Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda şüphelilerin kusursuz olduklarının belirtildiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca olay esnasında kaza yapan araçta yer alan ..."nin tanık olarak dinlenmesi, yine olayda yaralanan mağdur olan ... ve ..."nın kolluk görevlilerince alınan beyanlarında, sol arka dış lastiğinin havasının şoför tarafından az olduğunun bilindiği halde söz konusu aracın servis dağıtımına çıkarıldığı şeklindeki beyanlarını içeren soruşturma dosyasının bilirkişiye tevdii edilerek inceleme yaptırılması, sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 16.02.2016 gün ve 94660652-105-34-830-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2016 gün ve 2016/71332 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
21.06.2008 günü, ... isimli firmanın işçilerini taşıyan 59 S 2943 plakalı otobüs sürücüsü ..."ın, 15 metre genişliğinde, tek yönlü yol olan Çerkezköy-Büyükçekmece yolunda seyir halinde iken, dosya kapsamında bulunan beyanlardan anlaşılacağı üzere, seyir öncesi sol arka tekerin havasının inik halde olduğu, bu duruma rağmen sürücü ..."ın aracı kullandığı ve seyir esnasında bu tekerin patladığı, bir süre yol kenarında duraklama sonrası, arka tekerlerin ikili teker olması nedeniyle sürücü tarafından yola devam olunduğu, dosya kapsamındaki Bakırköy 10. İş Mahkemesinde görülen tazminat davasına esas olmak üzere aldırılan 10.10.2011 tarihli bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere, sol arka tekerlerden bir tanesi patlamış olmasına rağmen sürücü ..."ın hızını oldukça düşürerek, en sağ şeritte, dörtlü ışıkları yanık halde seyretmesi gerekirken, biraz süratli şekilde seyrettiği, bunun neticesinde de patlayan tekerin yerinden çıktığı ve otobüsün arkasında seyir halinde olan araç sürücüsü ..."in aracının altına girdiği, bunun üzerine de ..."in aracının hakimiyetini kaybettiği ve savrularak aracının sol ön kısmı ile otobüsün sağ arka tarafına çarptığı, hakimiyeti azalan otobüsün de bu çarpmanın etkisi ile yan devrildiği ve bu şekilde sürüklenerek durabildiği, kaza neticesi otobüsün içerisinde yolculuk eden işçilerden kimilerinin yaralandığı, olay hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmanın, Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan tazminat davasına esas olmak üzere Adli Tıp Kurumu"ndan aldırılan 25.07.2011 tarihli rapor esas alınarak, 26.03.2012 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ile sonlandırıldığı, her ne kadar olayın mağdurlarından olan ..."nin vasisinin yaptığı itiraz üzerine de, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2012 tarih, 2012/534 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına getirilen İş ve Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan davalara esas olmak üzere aldırılan bilirkişi raporlarının, hem birbirleri ile çelişkili kusur tespitlerinde bulunmaları, hem de olayın tanığı olan mağdurların ifadelerinden ve soruşturma dosyasından yeterince yararlanılmadan hazırlanmış olmaları karşısında, olayın mağdurlarının ifadeleri ile soruşturma dosyasının tevdii edildiği yeni bir bilirkişi heyetinden raporun aldırılması ve sonucuna göre kazaya karışan araçların sürücüleri olan ... ile ..."in kusur durumlarının tespiti gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturma neticesi verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan şikayetçi vasisinin itirazının kabulü yerine, yazılı şekilde reddinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.06.2012 tarih ve 2012/534 D.iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.