17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/421 Karar No: 2017/5397 Karar Tarihi: 11.05.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/421 Esas 2017/5397 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2017/421 E. , 2017/5397 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, ... plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde trafik ... poliçesi ile davalı tarafından ... ettirildiğini, ancak poliçe prim borcunun ödenmemesi nedeniyle yürürlüğe girmediğini, müvekkile sigortalı aracın 18.06.2006 tarihinde yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasında ...5 plakalı aracın zarar görmesine neden olduğunu, ... ve haciz tehdidi altında zarar görenlerin zararını ödediğini ve ... dosyasının kapatıldığını, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 12.200,29 TL’nin ödeme tarihi olan 02.06.2014 itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalıya dava tarihinden önce öldüğü için tebligat usulüne uygun yapılamamıştır. Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, davalı ..."un 21/02/2007 tarihinde dava tarihinden önce öldüğü, taraf ehliyetinin olmadığı ve ölü kişiye karşı dava açılamayacağından; davanın HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik ... poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalının dava tarihinden önce öldüğü ve ölü kişi hakkında davaya devam edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak ölü kişiye karşı dava açılamaz. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılarına yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır.(HMK m.114/1-d, m. 50 ve TMK m. 28) Ancak HMK"nun 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Şu halde davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır(HGK"nun 11.09.2013 günlü ve E 2013/14-612, K 2013/1297 sayılı ilamı). Açıklanan nedenlerle, davacı vekiline HMK m.124 gereğince davayı mirasçılara yöneltme imkanı tanınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/05/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.