12. Ceza Dairesi 2015/9414 E. , 2016/5770 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 1-Özel hayatın gizliliğini ihlal, 2-Tehdit, 3-Hakaret
Hüküm : CMK’nın 223. maddesi gereğince beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal, hakaret ve tehdit suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ile katılanın evli iken, katılanın davacı sıfatıyla, sanığın kendisini dövdüğünden bahisle sanık aleyhine boşanma davası açtığı, bu davanın ikinci celsesinde, sanık tarafından, katılanın kendisini aldattığını ve kendisine katılan tarafından çıplak fotoğraflar gönderildiğini ileri sürerek, katılana ait çıplak fotoğrafları boşanma davasına delil olarak sunduğu, ayrıca duruşma çıkışında sanığın, katılanı tehdit ederek hakaret ettiği iddiasına konu olayda,
Sanığın, duruşma çıkışında katılana hakaret ederek tehdit ettiği iddia edilmiş ise de, sanığın atılı suçları işlemediğine yönelik savunması ve dosya kapsamı karşısında, katılanın ve katılanın annesinin soyut iddiaları dışında, her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeter delil bulunmadığından mahkemece beraat kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş;
Yine taraflar arasında görülen boşanma davasına ilişkin olarak, Ulusal Yargı Ağı sisteminden yapılan inceleme neticesinde, katılanın davacı, sanığın ise davalı sıfatıyla yer aldığı, taraflar arasında Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/407 esasında görülen boşanma davası bulunduğu, bu davanın ikinci celsesinde katılanın davacı olarak verdiği ifadesinde, davalının kendisine şiddet uyguladığını ileri sürerek, “hamileliğim sırasında benim çıplak fotoğraflarımı çekti bunu aileme ve başkalarına göstereceğini söyleyerek beni tehdit etti”şeklinde beyanda bulunduğu, bu iddianın aynı celsede başka tanıklar tarafından da ileri sürülmesi üzerine, yine aynı celsede beyanda bulunan davalı sanık, iddiaları reddettiği ve “tanıkların ve kendisinin iddia ettiği fotoğrafları ben çekmedim evliyken ve kendisi tarafından çekilen fotoğraflar bendedir, bunu mahkemenize ibraz ediyorum” şeklinde beyanda bulunarak yalnızca katılanın çıplak fotoğraflarının yer aldığı iki adet fotoğrafı mahkemeye sunduğu, sonrasındada katılanın kendisini aldattığını beyan ettiği, yapılan yargılama sonunda, bahse konu mahkemenin 2011/193 karar sayılı ilamıyla, davalı sanığın, davacı katılana şiddet uyguladığı ve evlilik birliğinin sorumluluğunu yerine getirmediği bu nedenle davalı sanığın ağır kusurlu olduğu, davacı katılanın ise, davalı sanığa “çocuk senden değil” diyerek hakaret ettiği ve davacı katılanın daha az kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verdiği ve kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği,
Sanığın, “ben mahkemede eşime ait görüntüleri delil olarak sundum, boşanma evresinde eşim olan müşteki bana ben seni aldattım, çocukta senden değil dedi, bende bunun üzerine mahkemede bunları söyledim, eşimi cep telefonundan bana gönderdiği çıplak pozları ise beni aldattığına delil olarak mahkemeye sundum, bu pozları da zaten kendisinden ayrı iken mesaj olarak bana gönderdi,”şeklindeki savunması, dosya kapsamından bahse konu fotoğrafların, ne şekilde sanıkta bulunduğu ve katılan tarafından sanığa gönderilmediğinin sabit olmadığı dikkate alındığında, sanığın görülmekte olan dava dosyasına katılana ait çıplak resimleri delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK"nın 134/1-2. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, katılana ait özel fotoğrafları üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş ve tebliğnamede eksik inceleme nedeniyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yönünden yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu, tehdit ve hakaret suçları yönünden yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, mahalli Cumhuriyet savcısının, atılı suçların oluştuğuna ve mahkumiyet kararı verilmesi istemine, katılan vekilinin, atılı suçların unsurlarının oluştuğuna ve mahkumiyet istemine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme kısmen uygun olarak ONANMASINA, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.