19. Hukuk Dairesi 2014/4816 E. , 2014/9032 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/12/2009
NUMARASI : 2008/279-2009/576
Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davalının müvekkili hakkında Malatya 3.İcra Müdürlüğü"nün 2007/2297 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, takibe konu edilen 8.000,00 TL ve 7.000,00 TL bedelli 2 adet çek için toplam 14.500,00 TL ödeme yapılmasına rağmen bu çeklerin 15.000,00 TL üzerinden takibe konu edildiğini, bunun yanında davalı alacağına karşılık verilen ipoteğin de takibe konu edilmiş olması nedeniyle aynı zamanda kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağını belirterek müvekkilinin davalıya söz konusu icra takibinde alacak olarak gösterilen 15.000,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/287 esas sayılı davasında davacı vekili, davalının müvekkili hakkında Malatya 3.İcra Müdürlüğü"nün 2007/3000 sayılı dosyası ile 50.000,00 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin borcunun büyük bir kısmı olan 42.500,00 TL"yi ödediğini belirterek müvekkilinin davalıya söz konusu icra takibinde alacak olarak gösterilen 16.057,47 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Malatya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/293 esas sayılı davasında davacı vekili, davalının müvekkili hakkında Malatya 3.İcra Müdürlüğü"nün 2007/2298 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, takibe konu edilen toplam 54.430,55 TL bedelli çekler için toplam 28.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen bu çeklerin toplam bedeli üzerinden takibe konu edildiğini belirterek müvekkilinin davalıya söz konusu icra takibinde alacak olarak gösterilen 54.430,55 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi gereği müvekkilinin davacıdan takip tarihi olan 20/08/2007 tarihi itibariyle 85.247,37 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin bu alacağı nedeniyle davacı hakkında 3 adet kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, ayrıca tahsilde tekerrür olmamak şartıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla da icra takibi başlatıldığını, davacının icra takiplerinden sonra muhtelif tarihlerde müvekkilinin hesabına havaleler gönderdiğini, bu ödemelerin de cari hesaptan mahsup edildiğini, buna karşılık davacının havale yoluyla yaptığı tüm ödemeleri açmış olduğu her davada delil olarak ileri sürmekte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; tarafların tacir olduğu, davalı şirketin açık faturalar karşılığı toplam 144.552,54 TL’lik malı davacıya sattığı ve malların teslimi hususunun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, alınan 144.552,54 TL’lik ticari emtia karşılığı davacının toplam 114.852,00 TL ödemede bulunduğu, davacının takip tarihi itibariyle işleyen faizi ile birlikte 35.091,19 TL borcunun kaldığı gerekçesiyle iş bu dava dosyası ile bu dava dosyası ile birleştirilen Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/287 Esas ve Malatya 3.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/293 Esas sayılı dosyaları yönünden davacının davalı firmaya 35.091,19 TL dışında borçlu olmadığının tespitine, tahsilde tekerrür olmaması hususunun nazara alınmasına, alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden davacı yanın inkar tazminatı talebinin reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruduklarından asıl dava ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1.paragrafında tüm davalar yönünden tek hüküm oluşturulması ve menfi tespite hükmedilen miktarın hükümde gösterilmemesi sebebiyle de hükmün tereddüt yaratacak nitelikte tesisi 6100 sayılı HMK"nın 297.maddesi hükmüne aykırılık oluşturduğundan bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.