12. Hukuk Dairesi 2017/6497 E. , 2017/11590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçilerin icra mahkemesine başvurarak, asıl ve birleşen dosyada taşınmazların ihalesinin feshini istedikleri, mahkemece; "1.Davanın REDDİNE,
2.Davacı yanın ihaleler bedelleri toplamının %10"una tekabül eden 37.685,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına,
3.Mahkememiz dosyasıyla birleşen mahkememizin 2015/281 Esas sayılı dosyasından davacı yanın ihaleler bedelleri toplamının %10"una tekabül eden 37.685,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına,” karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.nun l66.maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar.
Somut uyuşmazlıkta da para cezası yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmuş olsa da, asıl ve birleşen dava mevcut olmasına rağmen her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde bulundurularak her bir dava için ayrı ayrı hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Öte yandan, İİK"nun 134/2. maddesi uyarınca; ihalenin feshini, satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler isteyebilirler.
Somut olayda; satışın yapıldığı takip dosyasının alacaklısı ..., borçluların ...,... Müh.... Ltd. Şti. olduğu, asıl dosyada ihalenin feshi talebinde bulunan şikayetçi... Mühendislik isimli kişinin takip dosyasında taraf olmadığı gibi, ihale konusu taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatının da bulunmadığı,şikayet konusu ihalelere pey sürmek suretiyle de katılmadığı, birleşen dosyada şikayetçiler .... lehine ihale konusu taşınmazlarla ilgili tapu iptali ve tescil kararı bulunduğu ve kesinleşmiş mahkeme ilamının satış kararı tarihinden önce tapuya tescil edildiği, ancak birleşen dosyadaki şikayetçiler ... ve Hacer Arifler lehine bir tapu iptali ve tescil kararı bulunmadığından, taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatlarının olmadığı ve şikayet konusu ihalelere pey sürmek suretiyle de katılmadıkları görülmektedir.
Bu durumda, adı geçen şikayetçiler ...-Toprak Mühendislik, ... ve ..., İİK"nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığından, mahkemece ihalenin feshi isteminin, aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru değildir.
Diğer taraftan, İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder.Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu"nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınmaz.
Mahkemece, asıl dava yönünden ihaleler bedelleri toplamının %10"una tekabül eden 37.685,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, şikayet konusu olan 10.08.2015 tarihli birinci arttırmada ihale edilen taşınmazların toplam ihale bedelleri 282.650,00 TL olup, %10’una tekabül eden para cezası 28.265,00 TL olmasına rağmen, mahkemece, asıl dosyada borçlu aleyhine bu değerin aşılarak para cezasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Ayrıca, yukarıda anılan İİK’nun 134/2. maddesindeki para cezasına ilişkin düzenleme nedeniyle, birleşen dosyada şikayetçiler .... her birinin, maliki oldukları taşınmaz hakkında, ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmaları nedeniyle, şikayetin esastan reddi halinde her bir şikayetçi hakkında maliki olduğu taşınmazın ihale bedeli üzerinden %10 oranında para cezasına hükmolunması gerekirken, birleşen dosyada tüm taşınmazlar yönünden şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedilmesi de isabetsizdir.
Mahkemenin gerekçeli karar başlığında, asıl dosyada şikayetçi ... Mühendislik, birleşen dosyada şikayetçiler ... gösterilmemesi, mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde görüldüğünden bozma sebebi yapılmamıştır.
SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.