21. Hukuk Dairesi 2015/8213 E. , 2015/19908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 107.209.22.TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekillerince istenilmesi ve ... ile... Ve.. vekillerince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/11/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan... vekili Avukat.... ve ....... Vekili Av.... ve.... Ve Tic. A.ş.... ile karşı taraf vekili Avukat... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 02.05.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 37 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne verilmiş ve bu karar süresinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davalılardan.... tarafından yapılan inşaatta, anılan şirketin, inşaatın 70 metre cephesinde mini kazık ve iksa işlerinin yapımı verdiği, ...’nin, mini kazık ve ankraj delgisi işçiliğini verdiği,....’ de, iş makinesi bakımcısı ve yağcısı olarak çalışan davacının, olay günü inşaatta temizliğini yaptığı makineden fırlayan bir parçanın gözüne isabet etmesi ile meydana gelen iş kazasında yaralandığı, Mahkemece iş kazasının tespiti için açılan davada olayın iş kazası olup olmadığıyla sınırlı biçimde inceleme yapılan 11.02.2013 günlü bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının kusurunun bulunmadığı, iş kazasının meydana gelmesinde ...’nin %100 oranındaki kusurlu bulunduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, kusur dağılımına ilişkin olarak bilirkişi değerlendirmesinin bulunmadığı durumda, hakimin kendiliğinden kusur dağılımına gidip gidemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Dava konusu olan olay nedeniyle tarafların kusur durumlarının belirlenmesinin özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konuya ilişkin olduğu açıktır. Hal böyle olunca da hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olmayan teknik ve mesleki incelemeyi gerektiren konu hakkında HMK’nun 266. maddesi uyarınca: İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, konusunda uzman bilirkişinin oy ve görüşünün alınması suretiyle belirlenmesi gerekirken, zararlandırıcı olayın iş kazası olup olmadığıyla sınırı bir değerlendirme içeren, kusur konusunda bir değerlendirmenin bulunmadığı 11.02.2013 günlü raporun hükme esas alınarak, davacının kusurunun bulunmadığı, kazanın davalının tam kusurlu eylemi ile meydana geldiği kabul edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Kaldı ki dosya içerisinde, taraflarca itiraz edilmekle birlikte, tarafların kusur dağılımına ilişkin olarak değerlendirmeler içeren 21.05.2014 tarihli bir kusur raporunun da bulunduğu ortadadır.
Yapılacak iş; işçi sağlığı iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden, İş Kanununun 77. Maddesi ile yönetmelik hükümleri göz önünde tutularak yöntemince ve çelişki giderici nitelikte bir rapor alınmak, alınan raporu mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve buna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle kusur konusunda bir değerlendirme içermeyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının kusurunun bulunmadığı davalının %100 oranında kusurlu olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalılar yararlarına takdir edilen 1.100.00.TL. Duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.