3. Hukuk Dairesi 2021/3967 E. , 2021/7683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının işyerinde 10 Ekim 1999 tarihinde tüp dağıtıcısı olarak işe başladığını, halı saha maçı yaptığı sırada hakemle yaşadığı tartışma neticesinde, hakemi yaraladığı için, belirli bir süre cezaevinde tutuklu olarak kaldığını, cezaevinden çıktıktan sonra işverenin tekrar işe başlatmadığını, davalının akdi feshetmede haksız olduğunu iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, milli ve dini bayramlarda çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve kötüniyet tazminatı alacağı olarak toplam 20.000 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, davasını ıslah ederek alacak talebini toplam 27.753,63 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iş mahkemesi sıfatıyla bakılan davada; davanın kısmen kabulüne, davacının ihbar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, brüt 5.236,82 TL kıdem tazminatı, brüt 2.673,00 TL yıllık izin ücreti, brüt 3.482,682 TL fazla çalışma ücreti, brüt 509,95 TL dini, milli bayram ve genel tatil ücreti, net 5.000 TL ücret alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin, 02/07/2015 tarihli, 2014/13515 esas, 2015/23201 karar sayılı ilamıyla "... Dosya içeriğinden, tüp satışı yapılan davalı işyerinde, davacının çalıştığı 2003-2010 yılları arasında sadece davacının işçi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, işyerinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanun"a tabi olacaktır. Bu durumda, işyerinde çalışan sayısının davalı da dahil üçü aşmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olmadığı dikkate alınarak, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, mahkemece uyuşmazlığın esasına ilişkin hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozmaya uyulduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil günleri ücreti alacaklarına ilişkin taleplerin reddine, brüt 5.711,48 TL fazla mesai ücreti, brüt 5.000,00 ücret alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Davalının temyiz istemi yönünden;
Davalı vekili, hükmü tebliğden sonraki 15 gün içinde temyiz etmeyip, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte (katılma yoluyla) temyiz etmiştir.
HUMK" nın 433/2. maddesi gereğince, katılma yoluyla temyiz süresi 10 gün ise de, davalı tarafından hüküm 10 gün içinde temyiz edilmemiştir. Davacının temyiz dilekçesi, davalı vekiline 16/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi ise 10 günlük süre geçirildikten sonra 28/06/2019 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekmektedir.
2-) Davacının temyiz istemi yönünden;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
b-Uyuşmazlık; davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Davacının yıllık izin ücreti alacağı hizmet akdinin sona erdiği tarihte doğacağından, uyuşmazlığa taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun uygulanması gerekmektedir. BK’nun istirahat zamanları başlıklı 334. maddesinde: “İş sahibi işçinin istirahati için mutat olan saat ve günlerde müsaade vermekle mükelleftir. İş sahibi, mukavelenin feshi ihbar olunduktan sonra başka bir iş araması için işçiye münasip bir zaman vermek mecburiyetindedir. Her halde mümkün olduğu kadar iş sahibinin menfaati gözetilmek lazımdır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükme göre davalı davacıya yıllık izin kullandırmalıdır. Ancak davacının yıllık izinlerini kullandığına dair davalı tarafından yazılı belge sunulamamıştır. Bu nedenle davacının, davalı yanındaki çalışması süresince hak kazandığı yıllık izin ücretlerinin davalı tarafından ödenmesine yönelik hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının katılma yoluyla temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2. bendin (a) alt bendinde açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (b) bendinde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın istek halinde taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.