21. Hukuk Dairesi 2015/8007 E. , 2015/19905 K.
"İçtihat Metni".
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Tarsus İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2014
NUMARASI : 2014/201-2014/260.
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle, davalılardan T........... A.Ş"ne yönelik davanın reddine, 178.776,99TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan D........ Şti. vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10/11/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan D.......Şti. vekili Avukat C....... ile T..... A.Ş. vekili Avukat T... geldiler. Davacı ile diğer davalı adına gelen olmadı. Davacı vekili duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi göndermiştir. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, temyiz eden davalı D.........Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 23.02.2009 tarihinde meydana gelen iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemenin davalı T............ AŞ’ne yönelik davanın reddine, davacı çocuk Sinem’in maddi tazminat isteminin reddine, davacı eş Z.. S..’in maddi tazminat siteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne ilişkin 23.10.2013 günlü kararının davacı ve davalı D......şti vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde, davalının tüm davacının bozma nedenleri dışındaki sair temyiz itirazları reddolunarak, davacılar yararına takdir olunan manevi tazminatların az olduğu ve hüküm altına alınan tazminatlardan aleyhine hüküm kurulan davalıların müteselsilen sorumlu olduklarının kabulünün gerektiğinden
./..
bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı T........AŞ’ne yönelik davanın reddine, davacı çocuk S.’in maddi tazminat isteminin reddine, davacı eş Z.. S..’in maddi tazminat siteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulü ile davalılar D.......... Şti. ile A.. Ç..’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ve bu karar davalı D............Şti. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Mahkemenin manevi tazminatın takdirine ve maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak maddi tazminatın ıslahen artırılan bölümüne uygulanacak faizin başlangıcında hataya düşülmüştür.
Uyuşmazlık davalı taraf bakımından oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilip edilmediğine ilişkindir.
Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmakla kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilmesine de engeldir. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E. 2006/521 sayılı kararı)
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E., 2004/19 K.) Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001)
./..
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı)
Gerçekten bozma konusu kararda “Davacılardan Z.. S.. bakımından hesaplanan 48.776,99 TL. maddi tazminatın davalılar D...Şti. ve A.. Ç..’den alınarak davacı Z.. S..’e verilmesine, alacağın 10.000,00 TL. lik kısmına kaza tarihi olan 23.02.2009 tarihinden, bakiye 38.776,99 TL. lik kısmına ise ıslah dilekçesinin harçlandırıldığı 26.09.2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine” karar verilmiş ve bu karar davacı tarafça fazi başlangıcı yönünden temyiz edilmeyerek, temyiz nedenleriyle sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda davacı yararına bozulmuştur. Bu duruma göre davacı tarafça temyiz konusu edilmeyen maddi tazminatın 38.776,99 TL. lik kısmına ıslah dilekçesinin harçlandırıldığı 26.09.2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine yönelik kararın kesinleştiği giderek davalı taraf bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu ortadadır. Öte yandan bu durumun yukarıda açıklandığı gibi usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan bir durum olmadığı da bellidir. Hal böyle olunca da ıslah konusu maddi tazminat istemine yönelik faizin ıslah tarihinden başlatılmasına ilişkin kararın temyiz konusu yapılmayarak bozma dışı kaldığı göz ardı edilerek, bozma sonrasında davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminatın tamamına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2/A bendinde yazılı bulunan “Davacılardan Z.. S.. bakımından hesaplanan 48.776,99 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte” rakam ve sözcüklerinin silinerek yerine; “Davacılardan Z.. S.. bakımından hesaplanan 48.776,99 TL. maddi tazminatın 10.000,00 TL. lik kısmına kaza tarihi olan 23.02.2009 tarihinden, bakiye 38.776,99 TL. lik kısmına ise ıslah dilekçesinin harçlandırıldığı 26.09.2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, davalılardan D....... Şti. yararına takdir edilen 1.100.00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine,
aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan D... Şti. yükletilmesine, 10.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
.