
Esas No: 2009/14948
Karar No: 2010/872
Karar Tarihi: 02.02.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14948 Esas 2010/872 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tespit ve elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 79. maddesi uyarınca dolgu yoluyla kazanılan alanların belediyeye devredilmesi gerektiğini, bu konuda davalı Hazineye yapılan başvurudan olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenle dolgu yapılarak kazanılan alanların belediyeye ait olduğunun tespiti, bu yere davalının elatmasının önlenmesi, çekişmeli yerin belediyeye devrine ve teslimine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine, dolgu alanlarının 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun kullanılmak şartıyla belediyenin tasarrufuna bırakılabileceğini ancak çekişmeli alanda bu koşulun bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Çekişmeli taşınmaz bilirkişinin 02.04.2009 tarihli rapor eki krokide kırmızı renkle taranarak gösterilmiştir. Taraflar arasında bu yerin denizden doldurulmak suretiyle kazanıldığı hususunda çekişme yoktur.
Yürürlükteki yasal mevzuat uyarınca doldurma ve kurutma yolu ile arazi elde edilmesine ilişkin 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7.maddesine göre kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilmesi olanaklıdır. Ne var ki; bu araziler devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler kapsamında kaldığından özel mülkiyete konu olamaz. Sadece 3621 sayılı Yasanın 6. maddesinde belirtilen yapıların, 7.madde gereğince de yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanlarının düzenlenmesi mümkündür.
Çekişmeli taşınmaz bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve hiçbir zaman özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceği, yasanın yapılmasına izin verdiği yapı ve tesisler dışında başkaca bir amaçla kullanılamayacağı açıktır.
Bu gibi yerlerde sadece 3621 sayılı Yasanın 6.maddesinde sayılan uygulama imar planı gereğince yapılması kararlaştırılan yapı ve tesisler ile 7.maddenin son bendinde sıralanan yol, açık otopark, park, yeşil alan ve çocuk bahçeleri gibi teknik ve sosyal altyapı alanları düzenlenebilir. 5393 sayılı belediyeler Kanununun 79.maddesinin Maliye Bakanlığından alınacak izinle belediyelerin tasarrufuna bıraktığı denizden doldurma yerler Kıyı Kanunu"nun yapılmasına izin verdiği yasada sayılan yukarıda sıralanan yerlerdir. Yoksa, denizden doldurularak kazanılan arazilerin Yasada sayılanlar dışında bir başka amaçla tasarruf edilmek üzere belediyelerin kullanımına bırakılacağı düşünülemez. Kaldı ki, eldeki davada Maliye Bakanlığı tarafından davacı belediyeye verilmiş bir izin de bulunmamaktadır. Böyle olunca, davanın reddi yerine istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.