17. Hukuk Dairesi 2018/3074 E. , 2020/151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... şirketinin trafik sigortacısı olduğu aracın davacı desteği ... idaresinde bulunduğu sırada meydana gelen çift taraflı kazada vefat ettiğini, bu nedenle davacının destekten yoksun kaldığını belirterek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 225.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müteveffanın idaresindeki ... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortası olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında bulunduğunu, poliçenin bedeni zararda kişi başına azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, manevi tazminatın poliçe teminatı dahilinde bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 225.000,00 TL tazminatın poliçe limiti ve şartları dahilinde dava tarihi olan 10/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, İstinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
Ayrıca kız çocuklar için herhangi bir okulda okumuyor yada okuma ihtimalleri yoksa 22 yaş, yüksek okul okuması yada okuma ihtimali olması durumunda 25 yaşına gelince destekten çıkarılarak, çıkan çocuğun payı diğer paydaşlara dağıtılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, destek evli ve 2 çocuklu olarak vefat etmiştir. Uyaptan yapılan incelemeye göre desteğin anne ve babasının sağ olduğu, desteğin kızı ...’ün ise nüfus kaydının kapalı olduğu görülmektedir. Mahkemece hükme esas
alınan 11.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda; desteğin muhtemel gelirinden eşine çocuklu dönem için 2/5, çocuksuz dönem için 1/2, çocuğu ...’e 2/5 pay ayrılmış olup, desteğin anne ve babasına pay ayrılmadığı gibi destek payları da hatalı belirlenmiştir.
Bu durumda mahkemece; desteğin desteğin kızı ...’ün kapalı kaydı da açtırılarak, Dairemiz"in yerleşik uygulamaları ile belirlenen ve yukarıda ifade olunan destek payları esas alınmak suretiyle, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak (davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-İncelemeye konu kararın,her ne kadar karar başlığında başkan, üyeler ve zabıt katibinin adı, soyad ile sicilleri yer almıyor ve bu husus HMK"nın 359/a-b-g maddesine aykırı ise de, bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının BOZULMASINA; dosyanın İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.