17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/17544 Karar No: 2016/11267 Karar Tarihi: 01.11.2016
Hırsızlık - konut dokunulmazlığını ihlal - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/17544 Esas 2016/11267 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hüküm temyiz edildi. Suça sürüklenen çocuk mala zarar verme suçundan 3.000 TL adli para cezasına çarptırıldı ve bu hüküm temyiz edilemeyeceği belirtildi. Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hüküm ise katılanın evine girilmesiyle ilgili delillerin yetersiz olduğu gerekçesiyle bozuldu. 6217 sayılı Yasa'nın 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a eklenen geçici 2. madde gereğince doğrudan hükmolunan adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığı belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi 2015/17544 E. , 2016/11267 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK" nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Katılana ait eve hırsızlık yapmak amacıyla ahşap kapının kilidi sökülerek girildiği sırada katılan ile karşılaşılması nedeniyle herhangi bir eşyanın çalınmadığı ve eylemin teşebbüş aşamasında kaldığı olayda, bu olaydan yaklaşık iki ay sonra işlediği başka bir suç nedeniyle yakalanan suça sürüklenen çocuk ..."in kolluk görevlileri tarafından tanzim edilen 15.03.2012 tarihli “görüşme tutanağı” içeriğine göre katılanın evine kendisinin girdiğini beyan ettiği ancak soruşturma aşamasında müdafi huzurunda Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan savunması sırasında suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği, kovuşturma aşamasında da benzer savunmalarda bulunmaya devam ettiği, katılanın Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan 27.03.2012 tarihli ifadesi sırasında özetle karanlık olması nedeniyle şüpheli şahsın yüzünü göremediğini, kendisine gösterilen kıyafetleri hatırlamadığını, emniyette kendisine gösterilen yedi kişiyi teşhis edemediğini (15.03.2012 tarihli teşhis tutanağını kastederek), çünkü evine giren şahsın yüzünü göremediğini beyan ettiği, olay anını gören veya duyan kimsenin bulunmadığı, suça sürüklenen çocuk aleyhine olabilecek parmak izi, DNA analiz raporu, kamera görüntüsü gibi herhangi bir delil elde edilmediği, suça sürüklenen çocuğun olay yerinde yakalanmadığı ve üzerinden herhangi bir suç eşyasının ele geçirilemediğinin anlaşılması karşısında, mevcut delil durumuna göre hükümlülüğüne yeterli hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayan suça sürüklenen çocuk ..."in atılı suçlardan beraati yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 01.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.