19. Hukuk Dairesi 2018/1201 E. , 2019/3329 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasındaki alışveriş sebebiyle davalıdan alacaklı olduğunu, davalının borcuna karşılık verdiği çeklerin borçluya gösterilen anlayış nedeniyle takipsiz kalmasının akabinde davalının çeklere dayanan takipleri icra mahkemesi kararları ile geri bıraktırdığını, temel ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla ... 3 İcra Müdürlüğünün 2012/616 sayılı dosyası ile yaptıkları takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve davalının % 40 tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu alacak hakkında daha önce icra takipleri yapıldığını ve zamanaşımı nedeniyle takiplerin İcra Mahkemesi kararları ile iptal edildiğini, aynı alacak için davacının ikinci kez talepte bulunduğunu ve dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekin karşılığında mal teslimi yapıldığının davalı tarafından inkâr edilmediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen bilirkişi raporundan davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 177.592,09 TL asıl alacak ve 35.012,09 TL işlemiş faiz alacağı olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile, bu miktar itibariyle davanın kabulüne ve davalı aleyhine inkâr tazminatına hükmedilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 20/04/2016 gün, 2016/3396 E.-2016/6905 K. sayılı ilamı ile “Dava zamanaşımına uğramış çeklerden dolayı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Zamanaşımına uğramış çeklerde davacı lehtar davalı ise keşideci konumunda olup aralarında temel ilişki mevcuttur. Davacı alacağını tanık dâhil her türlü delille ispatlayabilir. Davalı faturaya konu malların kendisine teslim edilmediğini ileri sürmüş olup davacının ticari defter ve kayıtlarında kapanış tasdikinin bulunmaması nedeniyle lehine delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu durumda varsa, davacının delil listesinde belirtmiş olduğu diğer delillerinin de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre bozma öncesi verilen kararda belirtilen gerekçeler itibariyle davacının 142.580,00 TL asıl alacak, 35.012,90 TL faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya sattığı mal karşılığında mal bedelinin tahsili amacıyla davalı tarafından kendisine verilen iki adet çekin karşılıksız çıktığını, bu çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takiplerin zamanaşımının dolması nedeniyle sonuçsuz kaldığını, bu çeklere dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen ilk hükümde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine Dairemizin 20/04/2016 tarihli bozma kararında, davacının zamanaşımına uğramış çeklere dayandığı, bu çeklerde davacının lehtar, davalının keşideci konumunda olduğu ve aralarında temel ilişki bulunduğuna işaretle, davacının alacağını tanık dahil her türlü delille ispatlayabileceği belirtilerek, bu durumda varsa, davacının delil listesinde belirtmiş olduğu diğer delillerinin de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmadığından hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak tarafların tanıkları dinlenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bozma kararı gereğince değerlendirme yapmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece verilen kararın gerekçesinde, “bozma öncesi vermiş olduğumuz kararda belirtilen gerekçeler itibariyle” denilerek bir anlamda örtülü direnme kararı verilmiştir.
Mahkemece yapılan tahkikat ile davacı, çekler karşılığında davalıya mal teslim ettiğini ispatlayamamış, bilirkişinin dayandığı proforma faturalar ise niteliği itibariyle malların teslimine ilişkin irsaliye niteliğinde olmaması nedeniyle buna değer verilmesi doğru olmamıştır.
Davacının dayandığı irsaliyelerde ise davacının malları teslim ettiği şoförlerin imzası olup, nakliye firması tarafından malların davalıya teslim edildiğine dair davalının imzası veya buna ilişkin herhangi bir yazılı delil de bulunmamaktadır.
Dava tarihi itibariyle HMK yürürlükte olup, davacı dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmamıştır. Davacı vekili her ne kadar bozmadan sonra verdiği 30/01/2016 havale tarihli, "Bozma kararından sonraki delil listemiz" başlıklı dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de, davalı tarafın açık muvafakati olmadığından davacı yemin deliline de başvuramaz.
Bu itibarla ispatlanamayan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.