Esas No: 2021/11736
Karar No: 2022/3076
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/11736 Esas 2022/3076 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılanmıştır. Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafisinin temyizlerinin reddedildiği, dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik ise müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu, dolandırıcılık suçunun ise ayrı bir mağduru olduğu belirtilerek, bu durumda uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra dolandırıcılık suçu için uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi ve 7218 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklere de yer verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 29/11/2012 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 01/01/2015 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1)Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafisinin temyizlerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ile müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2)Dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafisinin temyizlerinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği, 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının da düzenlendiği değerlendirildiğinde yukarıdaki kabule göre; “mağdur” kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişiler olarak "suçtan zarar görme" kavramı ise, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Dairemizin kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak yorumlanıp uygulandığında; sahtecilik suçuyla dolandırıcılık suçunun mağdurunun ayrıştığı, sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu, dolandırıcılık suçunun ise katılan ...’e karşı işlediği ve bu kişinin dolandırıcılık suçunun mağduru olduğu dolayısıyla sanığa isnat edilen resmi belgede sahtecilik suçu ile dolandırıcılık suçunun mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nin 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 24.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.