8. Hukuk Dairesi 2013/7374 E. , 2014/6442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2013
NUMARASI : 2010/31-2013/21
M.. Ç.. ile Babacan Köyü Tüzel Kişiliği ve Hazine, dahili davalılar H.. E.. ve müşterekleri aralarındaki zilyetliğin tespiti davasının kabulüne dair Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 10.01.2013 gün ve 31/21 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesinde, mevki ve sınırları yazılı 2 parça taşınmazın 20 yıldan fazla süre koşullarına uygun olarak kullanıldığını, taşınmazların üzerinden B.. boru hattı geçmesine rağmen kamulaştırma bedelini alamadığını açıklayarak taşınmaz bölümlerinin zilyetliğinin adına tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, kazanma süresi ve koşulları davacı lehine oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı Köy yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A ve B harfleriyle gösterilen bölümler üzerindeki davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK"nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri gereği açılan zilyetliğin tespiti isteğine ilişkindir.Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Dosya kapsamından, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu Babacan Köyü’nde kadastro çalışması yapılmadığı, dava konusu yerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyanın olumlu ve olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Dava dilekçesinde, taşınmazın bulunduğu yerde B.. tarafından kamulaştırma yapıldığı, kamulaştırma bedelinin alınmadığı bildirilmiştir. Mahkemece kamulaştırma harita ve belgeleri getirtilmek suretiyle taşınmaz başında uygulanmamış, dava konusu yerlerin kamulaştırma kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, ilgisi nedeniyle TMK"nun 713/3. maddesi uyarınca davanın kamulaştırmayı yapan kuruma yöneltilmesi için davacı tarafa süre ve imkan verilmemiştir.
Bundan ayrı; davada, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılmıştır. Bu tür uyuşmazlıklarda kazanmayı sağlayan zilyetliğin davalı tarafa karşı kanıtlanması gerekmektedir. Maddi olaylardan sayılan zilyetliğin her türlü delille kanıtlanması mümkün bulunmaktadır. (3402 sayılı KK. m. 14/1) İncelenmekte olan olayda; zilyetlik tanığı dinlenilmeden yerel bilirkişilerin sözlerine dayanılarak hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK"nun 266.maddesinde (HUMK"nun m.275) hangi amaçla bilirkişiye başvurulacağı açıklanmıştır. Yerel bilirkişinin sözleri kazanmayı sağlayan zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliği hakkında hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, dilekçesinde tanık deliline dayandığına göre, kendisine tanıklarını liste halinde vermek üzere süre ve imkân tanınması, ondan sonra yerel bilirkişi ve tanıkların 6100 sayılı HMK"nun 243 ve 244. konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin başlangıcı, süresi ve niteliğinin kendilerinden ayrıntılı olarak sorulup belirlenmesi, beyanlar arasında aykırılık çıktığı takdirde usulüne uygun olarak çelişkinin giderilmesine çalışılması gerekir.
Öte yandan; dava, TMK"nun 713/1.maddesi uyarınca açılan davalarda aynı maddenin 3.fıkrası hükmüne göre; Hazine"ye ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine karşı açılır. Dava konusu yer Babacan Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Hükümden sonra 12.11.2012 tarihinde kabul edilerek, 06.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1.maddesinin 1 ve 3.bentleri uyarınca, Van İl mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlenmiş, köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak bağlı bulunduğu ilçenin mahallesi haline dönüştürülmüştür. Taraf teşkili, dava koşulu olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gereken, kamu düzenine ilişkin hususlardandır (HMK.114,115 m). O halde; yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde davanın ilgili Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Muradiye İlçe Belediyesi"ne yöneltilmesi, yargılamaya geldikleri takdirde savunma ve delillerinin tespiti ile TMK"nun 713/4.maddesi uyarınca dava konusunun, Mahkemece gazete ile bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan edilmesi ve son ilandan başlayarak 3 aylık itiraz süresi beklenmelidir.
Diğer yönden; taşınmazın bulunduğu yer ve kullanım şekli dikkate alındığında mahkemece usulüne uygun olarak mera araştırması da yapılmamıştır. Esasen uyuşmazlık dava konusu taşınmaların niteliğinin belirlenmesi ile de ilgilidir. Başka bir ifade ile dava konusu taşınmazın öncesinin mera niteliğindeki yerlerden olup olmadığı hususunun araştırılması ile ilgilidir.
Bir yerin öncesinin veya halihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK"nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 03.05.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; tahsisli veya kadim mera olup olmadığının usulüne uygun şekilde araştırılmasıdır.
Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırı lirken,öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının Köy Hizmetlerinden sorulması,varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararma göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4753 SK.nun 8.maddesine göre Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir. Taşınmazın öncesinin kadim mera niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılırken yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri ve uzman bilirkişi ziraat yüksek mühendisi aracılığı ile tespiti,toprak tevzi komisyonu veya kadastroca işlem gören yerlerde komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı belgeler getirtilerek mahalline uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği tespit edilerek nizalı taşınmaz ve çevreleyen komşu taşınmazın mera niteliğinde olup olmadığı araştırılarak belirlenecek niteliğe göre yukarıda açıklanan hususlarda düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun şekilde mera araştırması yapılmamış olması isabetsizdir. Mahkemece yukarıda yazılı araştırma ve incelemeler yapılmaksızın eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.