14. Hukuk Dairesi 2019/1402 E. , 2020/1991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 15/06/2015 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, 205 parsel sayılı taşınmazın 975/2400 hissesi ile bu taşınmaz üzerinde kain 67 kapı numaralı konutun İsviçre vatandaşı olan eski eşi dava dışı...üzerine kayıtlı iken, ölümü ile ... ... tarafından iktisap edilerek davalıya muvazalı şekilde satıldığını ancak taşınmazın asıl malikinin muris eşi...olduğunu ve ölmeden önce kendi el yazısı ile kaleme aldığı vasiyetnamesinde kendisini maddi ve maddi olmayan varlıklarının mirasçısı olarak göstermiş olduğunu, konutun muris eşi tarafından yapıldığını, dava konusunun inançlı işleme dayandığını, eski eşinin İsviçre vatandaşı olması sebebi ile o dönem için taşınmaz mal edinememiş olduğunu, ancak ..."nin Alman vatandaşı olması sebebiyle mütekabiliyet ilkesi gereği taşınmaz mal edinmesinde herhangi bir yasal engel bulunmayışı sebebi ile ... tarafından bedeli ödenerek alınan dava konusu taşınmazın inançlı işlem ile ... adına tapuya tescil edilmiş olduğunu, onun ölümü ile de mirasçısı ... kaldığını, ...’nın taşınmazı muvazaalı olarak davalıya devrettiğini, davalı adına olan tapunun iptali ile adına tescilini istemiş, ıslah dilekçesi ile de ikinci kademede tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında, ... tarafından Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/560 Esas, 2007/85 Karar sayılı dosyasıyla inançlı işleme dayanılarak ... mirasçısı ... ..."e karşı tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve kararın kesinleştiğini belirterek kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin dava konusu yapılmasından ve uyuşmazlığın mahkeme kararıyla çözümünden sonra yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nin 303. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu hükme göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Somut olayda; davacı ..., davalı ...’e karşı inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/560 Esas, 2007/85 Karar sayılı dosyasında ise; davacının ..., davalının ... ... olduğu anlaşılmıştır. Kesin hükme esas alınan adı geçen dosyadaki taraflar ile bu davanın tarafları aynı kişiler olmadığından kesin hükümden bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde kesin hüküm nedeniyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.