12. Hukuk Dairesi 2017/6801 E. , 2017/11533 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin şikayetçi 3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda, kendilerine gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini, buna dayalı olarak da gönderilen 89/2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğunu, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesini talep etmiş,mahkemece 89/1 haciz ihbarnamesinin tebligatının kaybolduğu ama ptt yazısına göre mernis adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu kaldı ki ikinci haciz ihbarnamesinin T.K. 21. maddeye göre usulüne uygun yapıldığından bahisle şikayetin reddine karar karar verildiği anlaşılmıştır.
Yerel mahkeme kararının davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin, 26.09.2013 gün, 2013/20138 Esas, 2013/29969 sayılı kararıyla kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece bozma kararına direnilmesi ve bu kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.05.2017 gün, 2017/12-1146 Esas, 2017/955 sayılı kararıyla yerel mahkemece, temyize konu ilk kararının gerekçesinde yer verilmeyen ve dolayısıyla Özel Daire tarafından değerlendirilmeyen "davanın öğrenmeden itibaren yasal süre içerisinde açılmadığı" gerekçesine yer verilerek, yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak "direnme" olarak adlandırılan karar verildiği, mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu dolayısıyla mahkemenin direnmeye konu hükmünün yeni hüküm niteliğinde olup, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının inceleme merciinin Özel Daire olduğu gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
Şikayetçiye gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi tebligatının kaybolması nedeniyle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının denetiminin ... Genel Müdürlüğü"nün 13.05.2011 tarihli yazısı üzerinden yapıldığı görülmektedir. Tebligat parçasının kaybolması durumunda tebligatın usulüne uygun yapıldığının ispatı tebligatı çıkaran tarafa aittir.... Genel Müdürlüğü yazısına göre muhatabın adreste tanınmadığı, ancak muhtarlıkta kaydı bulunduğundan evrakın mahalle muhtarlığına tebliğ edildiği görülmektedir. Bu şekliyle tebligat usulüne uygun tebliğ edilmemiş olup aksi de alacaklı tarafından ispatlanamamıştır.
Şikayetçiye gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi tebligatının incelenmesinde; muhatabın adreste bulunmadığı işte olduğu hususunun isim ve imzadan imtina eden komşu beyanı ile tesbit edildiği bu şekliyle tebliğ işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ işleminin ise tebligatın TK."nun 10/2.. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden usulüne uygun hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya mernis adresine tebligat çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu görülmüştür.
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 25.06.2012 olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi 3. kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.