Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16058
Karar No: 2015/1048
Karar Tarihi: 02.02.2015

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/16058 Esas 2015/1048 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/16058 E.  ,  2015/1048 K.

    "İçtihat Metni"

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/02/2014 tarih ve 2011/184-2014/25 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalıların müvekkili şirketteki hisselerinin tamamını devrettiklerini, davalıların verdikleri taahhütname ile hisse devri sözleşmelerinden önceki her türlü iş, işlem ve eylemlerden sorumlu olduklarını kabul ettiklerini, ancak kabul etmiş oldukları hususlara aykırı davrandıklarını, davalıların hissedar oldukları döneme ilişkin muhtasar (stopaj) beyannamelerinin verilmemiş olduğunu, bu nedenle Vergi Dairesine toplam 35.146,30 TL ödemek zorunda kaldıklarını, davalıların müvekkili şirketi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, 35.146,30 TL"nin ihtar tarihi olan 05/11/2010"dan itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin vergi borçlarının ödenmesine yönelik bir taahhüdü bulunmadığını, 04-06/2006 dönemine ait Muhtasar Beyannamenin verilme döneminin devir tarihinden sonraki dönemi kapsadığını, devir tarihinde oluşmuş bir borç olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalı, cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların 30.06.2006 tarihinde şirketteki hisselerinin tamamını devrederek ortaklıktan ayrıldıkları, 16.06.2006 tarihli taahhütname ile hisse devir tarihine kadar kendi işlem ve eylemlerinden doğacak vergi ve cezaları ödeyeceklerini ve mevzuatlara uygun davrandıklarını beyan ve kabul ettikleri, davacı şirketin 2006/01-03 ve 2006/04-06 dönemlerine ait G.Stopaj beyannamelerini vermemesi nedeniyle taktir komisyonu kararıyla vergi tarh edilerek vergi cezası kesildiği, 04-06/2006 dönemine ait muhtasar ( stopaj) beyannamesinin 01.07.2006/20.07.2006 tarihleri arasında verilmesi ve 26.07.2006 tarihine kadar verginin ödenmesinin gerekli olduğu, devirden sonraki bu tarihte davalıların beyanname verme yetkilerinin bulunmadığı, ancak söz konusu vergiyi doğuran olayın ( kira stopajı) davalı eski ortakların şirkette yetkili olduğu dönemi kapsaması nedeniyle tevkifattan sorumlu oldukları, beyanname verme sorumluluğunun yeni ortaklara ait olması nedeniyle, 100 TL vergi ziyaı cezası ve 9.352,93 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 9.452,93 TL "den davalıların sorumlu tutulamayacağı, ancak vergi aslı olan 7.826,72 TL G.stopajından sorumlu
    oldukları, 01-03-2006 dönemi muhtasar ( stopaj) beyannamesinin verilmemesinden davalıların uzlaşma sonucu tahakkuk eden toplam 17.866,65 TL"den de sorumlu oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 25.693,37 TL"nin 14/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, 16.06.2006 tarihli hisse devir sözleşmeleri ve taahhütname uyarınca, davalı devredenler tarafından ödenmesi üstlenilen borçların davacı şirketçe ödendiği iddiasına dayalı, alacağının tahsili istemine ilişkindir.
    Anılan sözleşme uyarınca davalı eski ortaklar, davacı şirketteki tüm hisselerini, dava dışı şirketlere devretmişler, aynı tarihli taahhütnamede devreden ortaklar adına vekaleten ..., söz konusu hisse devir sözleşmelerinden önceki her türlü hukuki, cezai, mali olmak üzere tüm yapılmış iş, işlem ve eylemlerden devredenlerin tek başlarına sorumlu olacağı, hiçbir vergi, sigorta, belediye...vs. resmi kurum ve kuruluşlara borçları olmadığını, şirketin devir tarihine kadar olan dönemde yürüttüğü faaliyetlerinde yürürlükteki yasa, yönetmelik ve diğer her türlü mevzuata uygun davranmış olduğunu, devir sözleşmesinden önceki işlemlerden dolayı şirkete veya devralanlara başvurulması halinde devreden; devralanı ve şirketi, devralanın kendisine ilgili başvuruyu takip eden üç iş günü içinde söz konusu borçlardan ve her türlü sorumluluktan kurtarmayı taahhüt etmiştir.
    Öncelikle davacı şirket anılan sözleşmenin ve taahhütnamenin tarafı değildir. Bu sözleşme ile sadece davacı şirkete ait tüm hisseler el değiştirmektedir. O halde davacı şirket anılan sözleşmenin tarafı sıfatıyla sözleşmeye ve taahhütnameye dayanarak herhangi bir istemde bulunamaz.
    Dava konusu ödemelerin davacı şirketçe yapıldığı, davalı devredenlerden bu ödemeler dolayısıyla talepte bulunabileceği ileri sürülebilir ise de, davacı şirket bu ödemeleri ile esasen yine kendi borçlarını ödemiş durumundadır. Dava konusu ödemeler davacı şirket kasasından yapılmış olsa da bu ödemeler nedeniyle davacının sebepsiz yere fakirleşmesi söz konusu olmadığından, davacı şirketin sebepsiz zenginleşmeye dayanarak da davalılardan talepte bulunması mümkün değildir.
    Bu noktada dava konusu hisse devir sözleşmesinin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu, davacı şirketin de kendisi yararına hükümler içeren bu sözleşmeye dayanarak üçüncü kişi sıfatıyla talepte bulunabileceği düşünülebilirse de, bu türden sözleşmeler tam üçüncü kişi yararına ve eksik üçüncü kişi yararına sözleşmeler olarak ikiye ayrılır. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabilmesi mümkün iken eksik üçüncü kişi yararına sözleşmelerde bu mümkün değildir. Yine üçüncü kişi yararına sözleşmelerde kural olarak üçüncü kişinin bizzat talepte bulunamayacağı kabul edilir. Bunun aksi, yani üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabileceği ya sözleşmede açıkça yazılı olmalıdır, ya tarafların sözleşmede açıklanan iradelerinden bu durum tespit edilebilmelidir ya da bu konuda bir örf veya adet bulunmalıdır. Somut uyuşmazlıkta ise, dava konusu sözleşmede bu konuda açık bir hüküm yoktur. Sözleşmenin maddelerinden, tarafların üçüncü kişi davacı şirkete bizzat talepte bulunabilme hakkını vermek iradesinde olduğu da anlaşılamamaktadır. Bu yönde ticari hayatta bir örf veya adet de bulunmamaktadır. O halde dava konusu hisse devir sözleşmesinin ve taahhütnamenin tam üçüncü kişi yararına sözleşme olarak kabul edilmesi ve davacı şirketin bu sözleşmeye dayanarak kendisi adına talepte bulunabilmesi de mümkün değildir.
    Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı şirketin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi