8. Hukuk Dairesi 2014/993 E. , 2014/6425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/207-2013/197
Z.. K.. ile İ.. K.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 29.05.2013 gün ve 207/197 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. H.. A..geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Z.. vekili, davacının dava konusu parseli, davalılardan İ.. K.."dan davalının söz konusu gayrimenkulden kendisine düşen payı oranında 1988 yılında el senedi ile haricen satın aldığını, bedelin ödendiğini ve o tarihten itibaren taşınmazda malik sıfatı ile zilyet olunduğunu, satın alır almaz üzerine yapı inşa ettiğini ve halen bu evde oturduğunu, taşınmazın tapu kütüğünde malik olarak davalı İ.. K.."ın annesi H.. K..’ın göründüğünü, H..’nin yaklaşık 32 yıl önce öldüğünü, TMK’nun 713/2. maddesine göre dava konusu taşınmazın davalı İ.. K.."a ait bölümüyle ilgili şimdiki tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, taşınmazın davacı adına tescili ile ilgili şartların gerçekleştiğini, diğer yandan davacının 22 küsur sene önce aldığı taşınmaza bir müddet sonra bina yaptığını, bu binayı arsanın kendi mülkiyetinde olduğunu varsayarak haklı nedenle inşa ettiğini, TMK’nun 724. maddesindeki koşullar göz önüne alındığında binanın değerinin arsa değerinden de fazla olduğunu, satın alma sırasında bedel ödendiği için yeniden uygun bedel ödenmesine gerek olmadığını, önceden yapılmış ödemenin buradan mahsubu gerektiğini açıklayarak davanın kabulü ile bahse konu gayrimenkulün mevcut tapu kaydının iptali ile davacının 20 yılı askın süredir zilyedi olduğu ve İ.. K.."ın devir etmediği kısmının davacı adına tapuya tesciline, bu durum mümkün olmadığı takdirde haricen satışı yapılan tapulu yere iyiniyetle inşaat yapılmasından ve bedelinin tam olarak ödenmesinden dolayı arazi mülkiyetinin malzeme sahibi müvekkil davacıya verilmesini istemiştir.
Davalı İ.. K.. vekili, İ..’in 1988 yılında kendi hissesini satma konusuna davacı ile anlaştığının doğru olduğunu, bu anlaşma uyarınca hissesini davacıya vereceğini ama o zamanın parası ile davacının vermesi gereken 10.000 TL"yi vermediğini, o zaman 3000 Amerikan Doları verdiğini, bu rakamın yaklaşık olarak 3000 TL ettiğini, daha sonra İsmet’in alacağının bir kısmından feragat ettiğini ve davacıya 5.400 TL verdiği takdirde anlaşacağını söylediğini, davacının buna yanaşmadığını, daha sonra davacıya kendisinden aldığı 3000 Doları iade etmeyi teklif ettiğini ancak davacının bunu da kabul etmediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar M.. B.., Y.. K.., G.. K.., R.. K.., Z.. A.. ve M.. K.. ise davaya diyeceklerinin olmadığını, davayı kabul ettiklerini, davacı ile davalı İsmet arasında böyle bir anlaşma yapıldığını ve davacının kendi kullandığı bölüme ev yaptığını, 20 yılı aşkın süredir burayı kullandığını, taraflar arasındaki anlaşmanın bedele ilişkin kısmı ile ilgili bilgileri olmadığını bildirmişlerdir
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki 20 yıl önce ölmüş...” hukuki sebebine dayalı olarak tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde TMK’nun 724 ve devamı maddeleri gereği tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu parsel 1975 yılında yapılan kadastro çalışmalarında zilyetliğe dayalı olarak S.. kızı H.. K.. adına tesbit edilmiş, tutanak 14.08.1976 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Tapu kaydında dava tarihine kadar herhangi bir intikal yapılmamıştır. Kayıt maliki H.. K.. 15.07.1979 tarihinde ölmüş, geride çocukları İ.., M.. A.. ve B.. mirasçı olarak kalmışlardır. Davacı Z.., 03.01.1996 tarihinde ölen mirasçılardan M.. A..K..’ın oğludur. Davacı, davalılardan İsmet’ten satın aldığını iddia ettiği ve İ..’e miras bırakanından kalan 1/3 paya ilişkin talepte bulunmaktadır.
TMK"nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması için bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında…” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Başka anlatımla mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında dava konusu taşınmazda davacının aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerekir. Bu koşullardan biri de 20 yıllık kazanma süresidir.
Dava konusu taşınmaz maliki H..’nin 15.07.1979 tarihinde ölmesi ve dava tarihine kadar tapuda bir intikal yapılmaması, davacının zilyetliğinin başladığı 30.11.1988 satın alma tarihinden itibaren diğer kazanma koşullarının gerçekleşmesi halinde tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi ve davacının taşınmazın mülkiyetini kazanması mümkündür. Ancak davacının kayıt maliki ve aynı zamanda babaannesi H..’nin öldüğü tarihte henüz babası M.. A.. sağ olduğundan davacı, terekeye göre üçüncü kişi konumunda olması nedeniyle TMK’nun 713/2. maddesinden faydalanma imkanı bulunmakta ise de terekeden bağımsız zilyetliğin davacının babası M..A..nin öldüğü 03.01.1996 tarihine kadar gerekli 20 yıllık kazanma süresini doldurmadığı açıktır. Bu tarih sonrası taşınmazda sürdürülen zilyetliğin terekeyi temsilen, tereke adına sürdürüldüğü kabul edilmelidir. Açıklanan nedenle her ne kadar TMK’nun 713/2. maddesi bakımından satın almanın bir önemi olmadığı, malik sıfatı ile zilyetliğin satın alma olmaksızın başlama imkanı bulunması sebebiyle Mahkeme gerekçesi doğru değil ise de davacı lehine TMK’nun 713/2. maddesinde yazılı kazanma süresi geçmediğinden koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı tarafından davalılardan İ..’e düşecek 1/3 miras payı ile ilgili istekte bulunulduğundan İsmet payı ile ilgili olarak diğer davalı mirasçıların davayı kabul etmelerinin de bir önemi yoktur. Davacı vekilinin bu bölüme yönelen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak dava terditli olarak açılmış olup davacının terditli talebi, satın aldığı taşınmaz üzerine bina inşa etmesi nedeniyle TMK’nun 724 ve devamı maddelerine dayalı olarak tapu iptali ve tescili içermektedir. Mahkemece davacının terditli (kademeli) isteği ile ilgili olarak tarafların karşılıklı delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre TMK’nun 724 ve devamı maddelerine dayanan terditli (kademeli) bu taleple ilgili olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken davacının terditli isteği gözden kaçırılarak bu hususta Mahkeme görüşünün ortaya konmaması, delillerin toplanmaması ve neticede bu hususta olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz isteği bu bakımdan yerindedir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle terditli talebe yönelik olarak 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.