14. Hukuk Dairesi 2016/13980 E. , 2020/1989 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30/10/2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 52 ada 140 parsel sayılı taşınmazda bulunan 11 No"lu bağımsız bölümde dava dışı eski paydaş ...’ın 1/2 payını 2.000,00TL bedelle davalı ...’a satması nedeniyle önalım hakkına dayanarak davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Dava aşamasında, 05.12.2013 tarihli satış işlemiyle davalı ... tarafından dava konusu taşınmazdaki adına kayıtlı 1/2 pay 50.000,00TL bedelle, taşınmazda paydaş olmayan ...’a satılmıştır. ... davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalılardan ... vekili, taşınmazı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin müteahhidi ile anlaşarak davalının tamamladığını ve müteahhide düşen dairelerin kendisine devrinin kararlaştırıldığını, dava konusu bağımsız bölümdeki hissenin de bu kapsamda davalıya devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiş, davalı ... adına kayıtlı 1/2 payın iptali ile davacı adına tesciline ve depo edilen 52.140,00TL’nin önalım bedeli olarak davalı ...’a ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü; davacı vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır.
Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur (TMK m. 733/3).
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. (TMK m. 733/4).
Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Önalım hakkına konu payın dava sırasında bir başka kişiye veya satışı yapan paydaşa satılması halinde davacının 6100 sayılı HMK’nin 125. maddesi hükmü uyarınca seçimlik hakkı olduğundan dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, dilerse davasını tazminata dönüştürerek davalı hakkındaki davasını devam ettirir. Bu nedenle davacıya seçimlik hakkını kullanması için süre verilmelidir. Önalım hakkına ilişkin payın satış yapan önceki paydaşa dönmesi davacının ilk satışla doğan önalım hakkını kullanmasına engel değildir.
Bu gibi hallerde ilk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi satış bedelinden sorumlu olacağı önem kazanır. Önalım davası açıldıktan sonra davaya konu payı satın alan kimse önalım davasının açıldığını bilerek kötü niyetle iktisap etmişse davacı daha düşük ise ilk satış sözleşmesindeki satış bedeli ile, aksi halde son satış bedeli ile sorumludur. Davacının davayı yönelttiği kimsenin kötüniyetli olduğunu iddia etmesi halinde bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. İkinci satış fazla bedelle ilk satan paydaşa yapılmış ise o kimse ilk satışın tarafı olduğu için kötüniyetli olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca kötüniyetin kanıtlanmasına gerek yoktur.
Somut olaya gelince; somut uyuşmazlıkta davalı ...’un 2.000,00TL’ye aldığı dava konusu hisseyi, dava devam ederken 50.000,00TL bedelle ...’a satmış olması hususu karşısında, söz konusu satışın el ve işbirliği içerisinde kötü niyetle gerçekleşip gerçekleşmediği hususu araştırılarak gerçek satış değerinin belirlenmesi yerine eksik araştırma ve inceleme sonucu 50.000,00TL üzerinden davanın kabul edilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.