Esas No: 2021/126
Karar No: 2022/3110
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/126 Esas 2022/3110 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir özel belgede sahtecilik suçu davasında, sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hüküm açıklandı. Ancak savunma hakkının kısıtlanması yasaya aykırı olduğu için mahkeme kararı bozdu. Ayrıca, sanığın hukuki durumu, Anayasa'daki değişiklikler nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Elektronik Haberleşme Kanunu'nun ilgili maddelerinde bulunan yaptırımlar gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması da yasaya aykırı bulundu. Kararın detaylı hukuki gerekçelerine uygun şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kararda, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi, 6518 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/8 maddesi ve 7188 sayılı Kanun'un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 18.09.2012 tarihinden, denetim süresi içinde ikinci suçun işlendiği 06.02.2013 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1)Denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle ihbar üzerine yapılan yargılamada sanık hakkındaki hüküm açıklanmış ise de; denetim süresi içinde suç işlediğine ilişkin ihbar yazısının örneği de eklenip, “dosyanın yeniden ele alındığı ve duruşmaya gelmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı” uyarısı da yazılarak, sanığa duruşma tarihi ve saatiyle birlikte usulüne uygun olarak tebligat yapılması gerektiği gözetilmeden, kendisine ulaşılamayan sanığın daha önce dinlendiğinden bahisle yokluğunda hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması yasaya aykırı,
2)Kabule göre de;
a)Hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun'un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri gereğince, özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, özel belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
b) Sanığın eylemine uyan "5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık” suçunda; ön ödemenin gerçekleşmemesi halinde hükümden sonra, 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c-Suça konu belgeler hakkında karar verilmemesi,
d-Suç tarihinin "15.08.2010- 21.09.2010" olduğu halde 2010 olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 28.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.