23. Hukuk Dairesi 2013/1615 E. , 2013/2564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde müdahil ... ... A.Ş. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, 1972 yılında kurulan şirketlerin ... alanında ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, ... AŞ.’nin üretimden yaptığı satışların .../...’ünü .... AŞ.’ne yaptığını, .... A.Ş.’nin ihracatını ... AŞ. üzerinden yaptığı, şirketlerin ... sahaları ve ekonomik bağlantılarının iç içe olduğunu, son yıllarda ucuz işgücü, ucuz girdi maliyeti ile çalışan Asya ülkelerinin yurttaki ... sektörünü zorlayarak kâr marjlarını düşürdüğünü, bunun sonucunda şirketlerin borç yükünün arttığını, dövize endeksli sabit fiyattan yapılan anlaşmalar nedeniyle ihracatta zararın arttığını, ortakların şahsi gayretleriyle borçların ödendiğini, satılan malların bedelinin zamanında tahsil edilememesi, genel ekonomik durgunluk, ... piyasasındaki daralma, yurtdışında rekabetin zorlaşması nedeniyle şirketlerin borca batık hale geldiğini, işletme sermayesinin azalması, hammadde alma ve siparişleri yetiştirmede nakit sıkıntısı çekilmesi nedeniyle borçlanıldığını, bankaların kredileri geri çağırdığını ve yeni krediler açmadığını, ancak iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerle şirketlerin mali durumunu düzeltebileceğini ileri sürerek iflasların ... yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama aşamasında davacı şirketler birleştirilmiştir.
Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları, ... .... Hukuk Dairesi’nin bozma kararı ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin borca batık olduğu, sunulan proje unsurlarının ciddi, somut ve uygulanabilir olmadığı, ayni sermaye olarak konulması düşünülen taşınmazların da iyileşmeye katkısının olmayacağı gerekçesiyle davacı şirketin iflasına ve tüm menkul, gayrımenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı şirket vekili temyiz etmiştir.
Tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin itirazda bulunan..... vekili de, talebin reddine ilişkin ........2012 tarihli ek kararın temyizen incelenmesini istemiştir.
Davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekilinin ....04.2013 tarihli dilekçe ile ön inceleme yapılması hususundaki iddiasının yasal dayanağı 2797 sayılı ... Kanunu"nun 40/..., ... maddelerinde açıklanmıştır.
...-Hükmüne uyulan bozma kararında taşınmazların rayiç değerlerinin belirlenmesi istenmiş ve bu yönde rapor alınmış ise de iflasın ertelenmesi taleplerinde, diğer davalardan farklı olarak dava tarihindeki hukuki durum yanında, yargılama aşamasındaki gelişmelerin de dikkate alınması gerekliliği gözden kaçırılmıştır. Nitekim 2012 yılında alınan son raporda, 2007-2008 dönemi rayiçlerinin hesaplandığı gözlemlenmiş, güncelleme yapılmamıştır. Bu durum şirketin borca batıklığının tesbitinde tereddüt oluşmasına neden olmuştur.
Açıklanan duruma göre mahkemece güncel rayiçlerin belirlenmesi ve borca batıklığın bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
...- .... .... ... Ticari Şubesi vekili Av. ...’ın taşınmaz üzerindeki şerhin kaldırılması talebi ile verdiği dilekçenin incelenmesinde, üzerinde ipotek tesis edilmiş taşınmaz hakkında, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takip yapıldığı, mahkemece nihai kararın (...) numaralı bendi ile “davacı şirketin tüm menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine” karar verilmiş ve adı geçenin itirazı üzerine ........2012 tarihli ek kararla itirazın reddine karar verilmiştir.
İflasın açılması ile borçlunun taşınmazları ile tescile tâbi taşınırları üzerine iflas şerhi verileceği ve borçlunun iflas masasına dahil olacak malları üzerinde tasarruf yetkisinin sona ereceği izahtan uzaktır (İİK.m.166, 191). Bu açık yasal düzenlemeye rağmen, yasada hiçbir yeri bulunmayacak şekilde borçlunun mal ve hakları üzerine ihtiyati haciz şerhi konulması açıkça hukuka aykırıdır. Her şeyden önce iflasın sonuçları ihtiyati hacizden çok daha kapsamlı olup, ihtiyati haczin kim lehine verildiği ve ne şekilde kesinleşeceği de belirsizlik yaratmakta; sonuç olarak bu şekilde verilen bir geçici hukuki himaye kararı infazı kabil olmayan, yasal dayanağı bulunmayan ve çeşitli sorunlara sebep olan bir karar haline dönüşmektedir.
Özellikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerin, iflas kararına rağmen devam edeceği de düşünüldüğünde (İİK.m.193/I) verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekir.
Ne var ki, Dairemizce asıl karar bozulduğundan, ihtiyati haciz kararı da ortadan kalkmış olmakla, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (...) sayılı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (...) sayılı bentte açıklanan nedenle ihtiyati haciz konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.