11. Hukuk Dairesi 2014/14502 E. , 2015/1020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16/04/2014 tarih ve 2010/730-2014/135 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar (karşı davacı şirket) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı limited şirketin kurucu ortağı olup, şirketin kurulduğu günden itibaren davacıya kâr payı verilmediğini, şirketin iktisadi ve mali durumu ile ticari faaliyetler hakkında da davacıya bilgi verilmediğini, şirket ortakları arasında çıkan derin ihtilaftan dolayı davacı yönünden ortaklığın idamesinin çekilmez bir hal aldığını ileri sürerek, müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketten çıkma hakkının kabulüne, olmadığı takdirde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının hissesine düşen tasfiye veya çıkma payının davacıya ödenmesine, birleşen dava ile de çıkma payına 17.12.2004 tarihli ihtarnameden itibaren reeskont faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (karşı davacı) limited şirket ve davalı gerçek kişiler vekili, TTK"nun 551/2.maddesine dayanılarak açılan davada şirket ortakları olan davalı ... ile ..."e husumet yöneltilemeyeceğini, 2001 ve 2002 yıllarına ait kâr payının dağıtılmamasına dair ortaklar kurulu kararlarında davacı imzasının da bulunduğunu, 2003 ve 2004 yıllarına ait kâr payı ile ilgili karar alınmadığı halde resmi olmayan kâr payı dağıtımlarının yapıldığını ve davacıya da ödendiğini, şirket ortakları arasında çıkan derin ihtilafta kusurun davacı ..." de olduğunu, şirket hesabından kendi harcamalarını karşılamak, kendi hesabına para aktarmak ve müvekkiline ait müşteri portföyünü kendi şirketine aktarmak suretiyle şirketi zarara uğrattığını belirterek asıl davanın reddine, karşı dava ile de davacının (karşı davalının) müvekkili şirketi zarara uğrattığının tespiti ile şimdilik 6.000 TL"nın karşı davalı ..." den faiziyle birlikte tahsili ile karşı davalı ...." in şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalıya ait payın diğer ortaklar tarafından şahsi malvarlıklarından karşılanmak suretiyle devralınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada, davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, fesih ve tasfiye talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, 54.065,63 TL tasfiye payının davalı şirketten alınarak ..."e verilmesine ilişkin hüküm bozma konusu yapılmayarak kesinleştiğinden, bu konuda yeniden karar vermeye yer olmadığına, davacının birleşen davadaki faiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine ilişkin hüküm bozma nedeni yapılmayarak kesinleştiğinden bu konuda da yeniden karar vermeye yer olmadığına, karşı davada karşı davacı şirketin haksız rekabete dayalı 3.000 TL"lik tazminat isteminin reddine ilişkin karar bozma konusu yapılmayarak kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar vermeye yer olmadığına, karşı davada, karşı davacı şirketin ..."in hesabına şirket hesabından aktarıldığı iddia edilen paralar nedeniyle oluşan zararın tazminine yönelik tazminat isteminin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar (karşı davacı şirket) vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar (karşı davacı şirket) vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar (karşı davacı şirket) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.873,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 02/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.