19. Hukuk Dairesi 2018/963 E. , 2019/3325 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı şirketin 09.01.2007 tarihli irsaliyeli fatura ile de sabit olan hayvan yemi alımından kaynaklanan borcunu davacı şirkete ödemediğini, davalıya karşı faturaya bağlı alacağın bakiye kısmının tahsili için...1. İcra Dairesi"nin 2007/4199 esas sayılı dosyası icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ederek takibin durdurulduğunu, bu nedenle davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya olan borcun ödendiğini, davalının herhangi bir borcunun kalmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddi ile davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Hüküm Dairemizin 2015/18199 esas ve 2016/7679 karar sayılı ve 28.04.2016 tarihli kararıyla davaya konu icra takibinin 09.01.2007 tarihli fatura bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olup incelemenin takip konusu fatura kapsamında yapılması gerektiği, mahkemece bu ilkeden ayrılarak tüm ticari ilişkinin incelenmesi şeklinde düzenlenen raporun hükme esas alınmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı şirket temsilcisinin davacı ile arasındaki borç ilişkisini kabul ettiği, icra takibine konu faturada belirtilen borç miktarını ödediğini ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, davalı şirket temsilcisinin ödemeye ilişkin belgeler sunduğu, davalı tarafından yapılan ödeme makbuzları değerlendirilerek, yapılan bu ödemelerin takibe konu faturaya karşılık yapıldığını kabul etmek gerektiği ve bu nedenle takibe konu faturaya ilişkin alacak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-alacaklı davalı borçlu aleyhine 16.08.2007 tarihinde 09.01.2007 tarihli faturaya dayanarak faturanın ödenmeyen kısmı için ilamsız takip başlatmış itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne yönelik kararın temyizi üzerine Dairemizin 28.04.2016 tarihli bozma kararında itirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğu belirtilerek; davacının takip konusu fatura nedeniyle alacaklı olup olmadığının araştırılması gerekir iken tüm ticari ilişki sonucunda alacaklı olduğunun saptanması üzerine davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak bozma doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış ancak yanlış bir hukuki değerlendirme sonucu davanın ret edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece somut olayda uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK’nun 102. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Anılan maddede “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme,muaccel borç için yapılmış olur. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu durumda davalı tarafından yapılan ödemelerin tamamının dava konusu 16.08.2007 tarihli takipten önce yapılmış olması karşısında, davalının açıklamasız olarak yaptığı bu ödemelerin hangi borca yönelik yapıldığı yukarıda açıklanan TBK"nun 102. maddesine göre değerlendirildiğinde bu ödemelerin ilk muaccel faturadan itibaren mevcut borcu söndürmeye başlayacağı açıktır.
Ancak davalının savunması nedeniyle bu hükmün uygulanabilmesi için öncelikle takip konusu yapılmayan diğer faturalardaki malın davalıya teslim edildiğinin ve davacının bu faturalar kadar muaccel alacağa sahip olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Salt davacının defterlerinde faturaların kayıtlı olması bu hükmün uygulanması için yeterli değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş, TBK"nun 102. maddesinin uygulanabilmesi açısından takip konusu fatura ve diğer faturalar ile davalının sunduğu ödeme belgeleri dışındaki tüm diğer ödeme belgeleri de dosyaya getirtilip, yukarda açıklandığı üzere davacıya ispat imkanı tanınıp, diğer faturalardan kaynaklı alacağın ispatı halinde, davalının ispatladığı ödemelerin TBK"nun 102. maddesine göre hangi muaccel alacakları söndürdüğü saptanıp uyuşmazlığın bu şekilde çözümlenmesinden ibaret olmalıdır. Bu nedenle dairemizin kararına uyulmakla birlikte bilirkişi raporunun hatalı değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.