21. Hukuk Dairesi 2015/834 E. , 2015/19816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/07/1975-30/12/1977 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.07.1975-30.12.1977 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalıya ait işyerinde 01.07.1975-30.12.1977 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine,davacının 1976 yılı 4. dönemde 36 gün,1977 yılı 2. döneminde 27 gün kuruma bildirilen hizmet sürelerine ilişkin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 01.11.1976 tarihli işe giriş bildirgesinin ... sicil numaralı ....-....,.... unvanlı işyerinden kuruma intikal ettiği, davalı işveren .... ne ait dönem bordrolarının dosyada bulunduğu, bordro tanıklarının davacının çalışmasını doğruladığı ancak, davacının kardeşi olduğunu beyan eden bordro tanığı ..."in davacının 1976 da işe girdiğini belirttiği, davacının hizmet cetvelinden... sicil numaralı davalı işyerinden 01.11.1976 ile 1977/2 dönem arasında 63 gün davacı adına hizmet bildirildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının kardeşi olduğunu beyan eden bordro tanığı ... davacının 1976 da işe girdiğini, diğer bordro tanıkları ise davacının 1974 yılından itibaren çalıştığını beyan ettiğinden bu konudaki çelişkiyi gidermek, öte yandan işe giriş bildirgesinin verildiği .... sicil numaralı.... ile davalı işyeri arasında organik bağ olup olmadığını araştırmak,bu işyerinin dönem bordrolarını da getirterek bordro tanıklarını dinlemek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.