Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/19717 Esas 2017/11487 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19717
Karar No: 2017/11487
Karar Tarihi: 27.09.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/19717 Esas 2017/11487 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/19717 E.  ,  2017/11487 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı lehdar tarafından borçlu ... hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı, borçlunun icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığını, senette tek bir imza olduğu ve imzanın da kaşe üzerinde olduğu borçtan dolayı şahsi sorumluluğu olmadığını ileri sürerek takibin iptali ile %20"den aşağı olmamak üzere tazminat verilmesi talebinde bulunduğu mahkemece takibin iptaline, tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.
    Borçlunun bu istemi İİK"nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, İİK"nun 169/a-6. maddesinde, itirazın kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği belirtilmiştir.
    Somut olayda, borçlu şirket kaşesi üzerine, şirket temsilcisi olan şikayetçinin şirketi temsilen imzaladığı şahsen borçlu olmadığından itirazın kabulü ile şikayetçi yönünden takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Takip dayanağı bonoda lehtar sıfatını taşıyan takip alacaklısı tarafından davacı borçlu hakkında icra takibi yapıldığı, bu durumda, bonoyu takibe koyduğu anlaşılan alacaklı lehtarın, anılan takipte en azından ağır kusurlu bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece, İİK’nun 169/a-6. maddesi uyarınca borçlunun talebinin de bulunması karşısında, itirazın kabul edilen kısmı üzerinden borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken, borçlunun bu konudaki isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Ayrıca Borçlunun icra mahkemesi"ne başvurusu, İİK"nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK"nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    O halde, mahkemece, borçlu yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.