3. Hukuk Dairesi 2020/9069 E. , 2021/7657 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki asıl dosyada cezai şart, birleşen dosyada alacak davasına dair ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16/11/2017 tarihli ve .2016/542 E. 2017/516 K. sayılı hükmün onanması hakkında Yargıtay (kapatılan)13. Hukuk Dairesince verilen 28/11/2019 tarihli ve 2018/4081 E. 2019/11690 K. sayılı ilama karşı davacı ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı taraf ile arasında 11.12.2013 tarihli Sağlık Kuruluşu Birleştirme/Taşıma Taahhüt Sözleşmesi düzenlendiğini, davalının işletme ruhsatında bulunan ""Plastik Cerrahi Hekim Kadrosunun"" tüm hakları ile kendilerine 315.000,00TL’ye devrinin öngörüldüğünü, 30.000,00 TL peşin kaparo ödediğini, davalı tarafça ödeme planı dışında bir ödeme talep edilmesi üzerine bu kez 27.01.2014 tarihli Ek Sözleşme ile davalı tarafa 75.000,00 TL daha ek kaparo ödemesi yapıldığını ancak işletme ruhsatında bulunan Plastik Cerrahi Hekim Kadrosunun kendilerine devredilmediği gibi, belirtilen kadronun başka bir kuruluşa devri için ... İl Sağlık Müdürlüğüne başvuruda bulunulduğunu, davalının 11.12.2013 tarihli sözleşmenin 7.maddesinde belirtilen 300.000,00 TL cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, 300.000,00 TL cezai şart bedelinin ... 2. Noterliğinin 16.02.2015 tarih ve 2326 yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafa tebliğ tarihi olan 21.02.2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen dosyada ise, davalı tarafın hesabına yatırılan 30.000,00 TL ve 75.000,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL kaparo bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacı tarafça yapıldığı belirtilen ödemeleri kabul etmekle birlikte ödemelerin geciktirildiğini, ruhsatında bulunan hekim kadrosunu başka bir kuruluşa devredebileceği hakkının olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl dosyası üzerinden açılmış olan davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, davacı tarafın talep etmiş olduğu 105.000 TL miktarın, 21.02.2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine, birleşen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/177 esas ve 2016/607 karar sayılı dosyası üzerinden açılan davanın kabulü ile, davacı tarafın talep etmiş olduğu 105.000 TL miktarın, 21.02.2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine yapılan inceleme sonucu hüküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin (Kapatılan) 28/11/2019 tarih 2018/4081 E.-2019/11690 K. sayılı kararı ile onanmış; davacı ve davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Düzeltilmesi istenilen Yargıtay kararında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre, davalının sair karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
2-Davacının cezai şart miktarına yönelik karar düzeltme itirazlarının incelenmesinde; dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız olarak feshinden kaynaklı cezai şart alacağı ve kaparo bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesine göre hesaplanan cezai şart miktarının 300.000,00 TL olduğu,davalı tarafın hukuki bir gerekçe göstermeden sözleşmeden kaynaklı borç ve yükümlülüğünü yerine getirmeyerek devir işlemini gerçekleştirmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı tarafça devir bedeli olan 30.000 TL miktarın ödendiği, davalı tarafça ödeme planı dışında bir ödeme talep edilmesi üzerine bu kez 27.01.2014 tarihli Ek Sözleşme ile davalı tarafa 75.000 TL daha ödeme yapıldığı, buna karşın, davalı tarafın, değişik mülahazalarla işletme ruhsatında bulunan Plastik Cerrahi Hekim Kadrosunu davacı tarafa devretmediği gibi, belirtilen kadronun başka bir kuruluşa devri için ... İl Sağlık Müdürlüğüne başvuruda bulunduğu, bu konuda davalı tarafa keşide edilen ... 2. Noterliğinin 16.02.2015 tarih ve 2326 yevmiye numaralı ihtarnamesinden sonuç alınamadığı, mahkemece alınan 04.07.2017 havale tarihli bilirkişi kurulu asıl ve belirtilen rapora özellikle davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine alınan 25.10.2017 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda belirtildiği üzere, davalı tarafça devir işleminin yapılamamasına dayanak gösterilen hususların, sözleşmeye ve gelen resmi yazı cevaplarına uygun olmadığı, başka bir ifade ile davalı tarafın hukuki bir gerekçe göstermeden sözleşmeden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini yerine getirmediği ve devir işlemini gerçekleştirmediği, bu durumda davalı tarafın 11.12.2013 tarihli sözleşmenin 7.maddesinde belirtilen cezai şartı ödemekle yükümlü olduğu, her ne kadar sözleşmenin 7. maddesinde cezai şart miktarı, sözleşme bedelinin 10 katı olarak öngörülmüş ise de, taraflar arasında düzenlenen ek sözleşme ile devir bedelinin en son 105.000 TL kararlaştırıldığı, TBK.nun 180/1 maddesi gereğince, alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerektiği, TBK.nun 182/son maddesi gereğince ise, Hakimin, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirmesi gerektiği, mevcut ihtilafta, sözleşme bedeli ile cezai şart miktarı arasında fahiş bir orantısızlık bulunduğu, bu durumda sözleşme bedelini aşan bir cezai şartın sözleşme bedeline indirilmesinin hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun bulunduğu belirtilerek 105.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verildiği görülmüştür.
11.12.2013 tarihli Sağlık Kuruluşu Birleştirme/Taşıma Taahhüt Sözleşmesi incelendiğinde; Davalının işletme ruhsatında bulunan ""Plastik Cerrahi Hekim Kadrosunun"" tüm hakları ile davacı tarafa devrinin öngörüldüğü, 4.maddede ; Devralan Dr ...’in satış ve devir bedeli olarak 315.000,00 TL’yi ... Estetik Güzellik ve Zayıflama Ltd.Şti.’ne ödemeyi taahhüt ettiği, bu meblağın 30.000,00 TL’sinin peşin (kapora) olarak işbu sözleşme imzalandığı gün, geri kalan meblağ olan 285.000,00 TL’nin ise Sağlık Bakanlığı Plan İstihdam Komisyonundan olumlu karar çıktıktan sonra nakit olarak ödeneceği, Ceza-i şart başlıklı 7.maddede ise; Taraflardan birinin işbu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve sözleşme ihlali durumlarında, diğer tarafa 300.000,00 TL cezai şart ödemekle mükellef olduğu hüküm altına alınmıştır.
27.01.2014 tarihli ek sözleşme incelendiğinde; 11.12.2013 tarihli Sağlık Kuruluşu Birleştirme/Taşıma Taahhüt Sözleşmesi’ne istinaden ek olarak yapılan sözleşme olduğu, ana sözleşmenin 4. madde 11.şıkkına ilaveten kararlar alındığı, devralanın devredene 2. kaparo bedeli olarak 75.000,00TL yatıracağı, geri kalan meblağ olan 210.00,00TL’nin ise devralan tarafından devredene peşin olarak ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Her ne kadar somut olayda, mahkemece taraflar arasında düzenlenen ek sözleşme ile devir bedelinin en son 105.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı belirtilerek sözleşme bedeli ile cezai şart miktarı arasında fahiş bir orantısızlık bulunduğu gerekçesi ile asıl dosyası yönünden, TBK.nun 182/son maddesi gereğince, cezai şartın indirilmesine karar verilmiş olduğu görülmüşse de; 11.12.2013 tarihli sözleşmenin 4.maddesinde devir bedeli 315.000,00 TL olarak hüküm altına alınmıştır. Mahkemece yanılgılı bir değerlendirme ile sözleşme bedeli olarak ödenen toplam kaparo bedeli esas alınarak, cezai şart bu miktara indirgenmek suretiyle karar verilmiştir.
6762 S. Türk Ticaret Kanunu"nun (TTK) 24. (6102 S.TTK" nın 22.) maddesine göre tacir sıfatını haiz borçlu cezai şarttan indirim isteyemez. Ancak, yerleşmiş Yargıtay uygulamasına göre, belirlenen cezai şart miktarının, tacir olan borçlunun mahvına ve ekonomik yıkımına sebep olacağının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi halinde cezai şart miktarında indirim yapılabileceği kabul edilmektedir.
Bu durumda, mahkemece; sözleşme ile belirlenen cezai şart miktarının, tacir olan davalının mahvına ve ekonomik yıkımına sebep olup olmayacağı hususu usulünce değerlendirilerek varılacak sonuç uyarında asıl davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalının tacir olduğu göz ardı edilerek ve sözleşme bedeli de yanlış değerlendirilmek suretiyle TBK 182/son maddesine göre hakkaniyet indirimi yapılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, tarafların bu yöne ilişen karar düzeltme istemlerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme isteminin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların karar düzeltme istemlerinin kabulüne, (Kapatılan) Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/11/2019 tarihli ve 2018/4081 E.-2019/11690 K. sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, mahkeme kararının taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme ve temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.