21. Hukuk Dairesi 2015/880 E. , 2015/19799 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2014
NUMARASI : 2013/1010-2014/429
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1987-12/03/1987 tarihleri arasında sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.01.1987 ile 12.03.1987 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01.01.1987-12.03.1987 tarihleri arasında 72 gün, günlük brüt 1.540,00 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 01.01.1987 tarihli işe giriş bildirgesinin Unvanlı 305264 sicil numaralı davalı işyerinden 29.01.1987 de kuruma intikal ettiği, dönem bordrolarının dosyada bulunmadığı, bordro tanıklarının araştırılmadığı, mahkemece dinlenen tanıkların hizmet cetvelleri dosyaya alınmışsa da ,hangi işveren nezdinde çalıştıkları anlaşılamadığından bunların komşu iş yeri tanığı olup olmadığının denetlenemediği,mahkemece ayrıca komşu işyeri araştırması yapılmadığı, buna göre karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
.../...
Yapılacak iş, davalı işyerinin sicil numarasını da belirterek ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını Kurumdan istemek, dönem bordolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, zabıta, ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, daha önce dinlenen tanıkların hizmet cetvelinde 1987 yılında çalıştıkları görülen 489049 ve 267431 sicil numaralı işyerlerinin kurumda tescilli adresini dosyaya ekleyerek bu tanıkların komşu işyeri tanığı olup olmadığını denetlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.