15. Ceza Dairesi 2017/1765 E. , 2018/2611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ :Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik (Değişensuç vasfına göre dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik)
HÜKÜM : a-TCK’nın 157/1, 43/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
b- TCK’nın 207/1, 43/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların katılana ait işyerinde satış ve pazarlama elemanı olarak çalışırken, gerçekte satılmayan ürünlerin satılmış gibi gösterilerek ve bu hayali satışa dair 55 adet satış sözleşmesi ve 368 adet keşide tarihi olmayan hayali bono tanzim edilmek suretiyle şirketin zarara uğratıldığı, böylece sanıkların dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın yüzüne karşı verilen 16/01/2013 tarihli karara karşı, sanığın yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 29/01/2013 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları, kriminal raporu ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sabit olmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın bir hizmet ilişkisi kapsamında katılan ile birlikte çalışırken kendisine tevdii ve teslim edilen malları uhdesinde tutmak suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesi kapsamında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 16/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.