MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat (ayrı ayrı)

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların çalıştığı.... Sigorta A.Ş ile katılan şirket arasında, katılan şirket adına sigorta pirmlerini tahsil etme, poliçe düzenleme ve tahsilat yetkisinin verildiği sözleşme tanzim edildiği, sanıkların değişik tarihlerde tahsil ettiği toplam 122.212,69 TL sigorta pirimini katılan şirkete göndermeyip uhdelerinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Delillerin tam olarak toplanmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da denetime elverişli olmadığı ve sanıkların suçunun sabit olması halinde, eylemin TCK’nın 155/2, 43. maddeleri kapsamında kalabileceği dikkate alınarak, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; katılan şirketle sanıkların çalıştığı şirketin ticaret sicili kayıtlarının geçmişe yönelik olarak getirtilmesi, hangi tarihte kurulduğu, yönetim kurulu üyelerinin kimlerden oluştuğu ve bu üyelerin hukuki sorumluluklarının ne olduğunun belirlenmesi, ilgili şirketler arasındaki ticari ilişkiye dair ticari defter kayıtları, bilgisayar, muhasebe ve ödeme kayıtları, poliçeler, banka kayıtları ile diğer tüm belgelerin getirtilerek incelenmesi, sanıkların çalıştığı şirket ile katılan şirket arasında devam eden hukuk davaları bulunuyor ise getirtilerek incelenmesi, onaylı suretlerinin dosyaya konulması, sanıkların, şirkette hangi görevlerde bulundukları, bu şirkette hangi tarihler arasında çalıştıkları, söz konusu primlerin tahsil ve gönderilmesi hususunda yetkilerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından şirket kayıtlarının getirtilerek incelenmesi, taraflar arasında yapılan sigorta aracılık sözleşmesi ve sözleşmeye esas belgelerin tamamının getirtilerek incelenmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra dosyanın içinde muhasebeci, sigortacı ve mali müşavirin de bulunduğu bilirkişi kuruluna tevdiinin sağlanarak, sanıkların sorumluluklarının ne olduğu, katılan şirket adına para tahsil edip etmedikleri, bu parayı katılan şirkete gönderip göndermedikleri, tahsilata ve katılan şirkete yapılan ödemelerin hangi belgelere dayandığı, ödemelerin hangi aralıkta yapılması gerektiği, sanıklara hangi tarihlerde ihtarat yapıldığı, katılan şirketin zararının ne kadar olduğu, sanıkların uhdelerindeki paraları değişik zamanlarda katılan şirkete göndermelerinin gerekip gerekmediği ve sanıkların parayı uhdelerinde tutma gerekçelerinin ne olduğu hususlarında ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilirkişi raporu alınması ve sanıkların suç işleme kastıyla hareket edip etmedikleri, zararı giderip gidermedikleri ile suçun zincirleme olarak işlenip işlenmediğinin karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 16/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.